"Ben seninle birlikteyken o sokaklarda, sarayda. Aşk ne demek bilmiyordum ama aşkla büyüyordum. Belki de senin gittiğin yaşta, senin bizi terk ettiğin yaşta takılı kalmışımdır." Dedim buruk tebessümle. Boğazım acıyordu, boğazımdaki düğümler artık nefes almamı engelliyordu. "Belki Mavi," dedi zorlukla konuşurken sonra devam etti. "Belki ben de o yaşlarında kalmışımdır, sizden alındığım günde takılı kalmışımdır. Seni bulduktan sonra belki kaldığım yerden büyüyorumdur, bu bedenim için değil Mavi, benim yüreğim hep sana çoçuk. Hep sana yenilir. Hep sana kıyamaz" dedi sol gözünden bir damla yaş öylece aktı.
"Yapma Onur inanırsam her şeyinle inanırım, yalanlarına bir neden bulur yine de inanırım."
"İnan Mavi, İnan küçüğüm çünkü bu sefer seni ölsem de bırakmam." Derin bir nefes aldım. "Affet beni, ne olursun" yalvarıyordum. Evet Mavi Bulut, her şeyiyle yalvarıyordu. Çünkü biliyordum ki bu sefer giderse ölürdüm, bedenimdeki izler canımı alırdı. Biz Onur'la yaralarımın üstüne çiçek ekecektik. Yapardık bunu değil mi?
~⚕️~
Çiçek eklemedik, ben yaralarımla kaldım, o yarınlarıyla...
#BARON'daki İZ adlı ilk çalışmadır!
Lütfen kitabıma bir şans verin...