Buse, yaşadığı son ilişkisinden aldığı yaralarla kalbini aşka kapatmış, hayatında sadece sınavına odaklanarak ilerlemeyi amaçlamaktadır. Ancak geçmişin gölgesinden kaçmak kolay olmayacaktır. Erim adında gizemli bir genç adam aniden hayatına girdiğinde, Buse'nin düzeni alt üst olur. Erim'in varlığı, Buse'nin kalbini yeniden keşfetmesini sağlarken, onunla ilgili gizli bir gerçeği de beraberinde getirir.
Erim'in gelişi, Buse'nin bilmediği karanlık geçmişleri ve tehlikeli sırları gün yüzüne çıkarır. Buse, hayatının en büyük sınavıyla karşı karşıya kalırken, etrafındaki her şeyin göründüğünden çok farklı olduğunu keşfeder. Sevdiği adamın gerçek amacı ne? Hayatına neden girdi? Ve asıl soru: Buse, bu tehlikeli oyunun içinde nasıl hayatta kalacak?
'Ağlamak' kulağa nasıl geliyor?
Zayıflık, acizlik, bir adım daha atsan içinde kalanların yerlere tane tane dökülmesi ya da acının somut yansıması..
Bence hiçbiri değil.
Zümrüdüanka misali yandıktan sonra yeniden küllerinden doğmaktır ağlamak. Her ne olursa olursun, karşıma ne çıkarsa çıksın 'Ben buradayım ve yıkılmak için henüz erken' demenin küçük ama bir o kadar da kuvvetli bir yolu.
Bana göre ağlamak; Umuda sıkıca sarılmak için tutunduğum dal, ayağa kalkabilmek adına destek aldığım iri gövdeli bir ağaç..
Kapak: @Wbrunette