"Tanrım, lütfen ait olduğum bir yer olsun!"
Bir anda kendini annesinin ona anlattığı efsanedeki Dokuz Dallı Ağacın önünde, tanrıya yalvarırken bulmuştu. İstismar edilen yaşamında artık ipleri eline almak ve özgür olmak için evden kaçtığı bu yolculuğun tüm rotası, düşmüş bir meleği kurtarmasıyla değişecekti.
Bu onun kaderi miydi? Yoksa kendisini başlangıcına getirecek bir tuzak mıydı?
İyilik tanrısı Ülgen'in Öfkesinden korunmaya çalışıyor dünya.
Hava şimşekleriyle kızgınlığını belirtiyor buralara.
Kimi zaman yıllarca yağmur yağmıştı topraklara,
Kimi zaman ise tek bir damla bile verilmemişti adeta.
Ancak bir yer var ki orada,
Dinmeyen yağmur suları akar sonsuzluğa,
Dokuz dallı ağaç huzurunda.
Eski Veliaht Guan'ın kızı olan Lidena, babasını öldürmüş olan amcası Zeord tarafından sürgünden çağırılır. Ancak İmparator Zeord'un oğlu veliaht Gablin savaşta ölmüştür. Tahta geçebilecek herhangi bir veliaht yoktur. Zeord, Lidena'yı da savaşa göndermek ister. Tahta geçmemesi için tıpkı oğlu gibi savaşta ölmesini planlar ancak bilmediği bir şey vardır.
Kardeşi Guan'ın kızı Veliaht Lidena düşündüğü gibi bir Prenses değildir...
Dikkat bu hikaye fazlasıyla intikam, kavga, şiddet içermektedir.