Kahraman'ın ağızından:
"Kim bu çocuk?" Annemin kükreyişine aldırmadan elimi tutan çocuğun elini güven vermek istercesine biraz daha sıktım. Çok öfkeli, bir o kadar da kırgındım. Anneme, babama, Paşa'ya... Herkese öyle öfkeliydim ki; abimin, "Ne oluyor?" dercesine soran bakışlarını bile görmezden gelebiliyordum. Ardından bakışlarımı annemden çekip babama kitledim. "Oğlun." dedim lafımın altında ezilmesini umarcasına. Babamın gözleri şokla aralanırken anneme döndüm. Gözlerine baktım sesimi çıkarmadan. Öyle korku doluydu ki gözleri, ondan nefret etmekten hiç çekinmedim o an. Bu yaptığı, iğrençti. Diğerleri gibi, 'Anamdır, yapar' diye eyvallah çekemezdim. Sultan ana ufacık bir çocuğun hayatını karartırken, üstelik bu çocuk benim kardeşimken bu pisliğe göz yumamazdım.
Bana emir verme Komutan!.
Ben senin askerin değilim. dedim bağırarak.
dahada sinirlenmişti yumruğunu dahada sıktı sözlerime karşı.
Tim bizi izliyordu dikkatlice, gözlerini gözlerime kilitlemişti, kırpamadım gözlerimi. Kaskatı kesilmişti, gözleri alev saçıyordu, dişlerini sıktıkça yüz hatları dahada belirginleşiyordu.
derin bir nefes aldı yumruğunu serbest bırakarak yanıma yaklaştı,
kafamı yukarı kaldırdım, tekrar birleştirdi yeşil gözleriyle gözlerimi.
-Emirlerime uymak zorundasın Asker.
dedi kalın ses tonuyla,sesinde asla tereddüt yoktu...
ve uzaklaştı bedenimden konuşamadım öylece baka kaldım, beni etkisi altına almıştı gözleri...
___________________________
~Ateşin sıcaklığıydı Börüyü yakan~
🔥🐺