Story cover for MİHRA (Düzenleniyor)💫 by GA4197
MİHRA (Düzenleniyor)💫
  • WpView
    Reads 407,862
  • WpVote
    Votes 12,361
  • WpPart
    Parts 44
  • WpView
    Reads 407,862
  • WpVote
    Votes 12,361
  • WpPart
    Parts 44
Ongoing, First published Mar 02, 2023
Mature
Çaresizlikle titreyen ellerimle açtığım kapıda aslında hayatımın bitişiydi. 

'Öp bakalım ben Sadet YAKUPOĞLU, Haşim babannesi  'dedi . En az dedemin yaşlarında olan bu kadının kibri her hareketinden her bakışından belliydi. Bakışlarından beni fazlasıyla hor görmüştü çünkü torunu her kızın başına gelebilecek bir mucizeydi tabi hesaba katılmayan ben hariç, içimdeki yıkılan tüm umutların hayallerin ağırlığıyla eğilip sessizce öptüm elini , yanı başındaki kadın ona nazaran daha sevecen gelmişti gözlerime yada ben öyle ummak istedim.

'Maşallah su gibisin' dedi o adamın babannesinin yanı başında oturan kadın ,anlamlandıramadığım bir parıltıyla taçlandırdığı gülüşüyle

'Ben AFife , Haşimin annesi'  dedi gülen yüzüyle ,galiba ifadem onunda yüzündeki gülüşleri kırmış geçirmişti. Elini uzattığında dar ağacına giden ölüm mahkumları gibi sessizce eğilip onunda elini öpmüştüm. Geri adımlarla uzaklaşırken tüm haşmetiyle odayı dolduran Sadet hanım dı sessizliği bölen

'Gelin hanım bi kahve yap da adet yerini bulsun!' dediğinde imasını anlamıştım. İçimde yıkılan her şeyin acısıyla, tüm tırnaklarımın etleri bir bir parçalıyordum  kahveleri yapmaya giderken.


Hikaye tamamen kurgusaldır.
All Rights Reserved
Sign up to add MİHRA (Düzenleniyor)💫 to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
AZE by kelebekleroldu1
19 parts Ongoing
"Tahsin amca kim bu herif?" diye sordum. Kara gözleri avına odaklanmış bir aslan gibi keskince benim ürkek yeşillerime odaklıydı. "Behzat Kıvançlı'nın büyük oğlu Halil İbrahim Kıvançlı." dedi sesinde bariz bir gerginlik vardı. Benim tanımadığım bu adam etrafımdaki herkesi fazlasıyla germiş durumdaydı. "Onlar Karadenizli değiller mi? Ne işi varmış bu topraklarda?" diye sordum. Gözlerimi zar zor kopardım kara gözlerinden. Göz göze geldik Tahsin amcayla, "Onun olanı almaya gelmiş babandan, öyle diyorlar..." Anlamaz bir şekilde kaşlarımı çattım, "Onun olan ne varmış burada acaba? Bizim topraklarımızda hükmü geçmez onun!" dedim çirkefçe. "Benim hükmümün geçmeyeceği bir toprak yoktur küçük hanım." Arkamdan duyduğum sesle irkildim, bu kalın ve sert ses Halil İbrahim denen adama ait olamazdı değil mi? Tahsin amcanın gözlerinden dehşet geçti, arkamdaki adamın önünde hemen ellerini birleştirip başını eğdi ne oldu bilmiyorum ama sessizce yanımızdan sadece birkaç adım ayrılıp bizi baş başa bıraktı ama hala köşede tetikteydi. Cesaretimi toplayarak döndüm ona. Yakın mesafeden gördüm kara gözlerini şimdi daha bir karanlık bakıyordu. "Topraklarınızda gözüm yok. Ben benim olanı almaya geldim." dedi karanlık çıkan ses tonuyla. Yutkundum, sesimin titrememesine özen göstererek, "Senin olan neymiş?" diye sordum. O an gözlerinin parladığına yemin edebilirdim. "Aze, Aze diye bir kadın. Bey kızı Aze derlermiş buralarda ona." Gözlerim istemsiz irileşti, buzlu suyun içine düşmüş gibi titredim. Aze kızdım ben. Yüreği yiğit, gözleri güleç Aze kızdım... Bey kızı Aze derlerdi bana. *** BU KİTAPTA GEÇEN OLAYLAR VE KİŞİLER TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA ALAKASI YOKTUR.
You may also like
Slide 1 of 10
AZE cover
AŞK ÇİÇEĞİ  cover
MEHİR(Gerçek Ailem) cover
ASENA cover
BALLICA MAHALLESİ cover
Yan Dairedeki | texting cover
ASYA cover
Abilerim cover
Camdan İçeri Sızan cover
Bin Acı Bir Merhem/ Texting  cover

AZE

19 parts Ongoing

"Tahsin amca kim bu herif?" diye sordum. Kara gözleri avına odaklanmış bir aslan gibi keskince benim ürkek yeşillerime odaklıydı. "Behzat Kıvançlı'nın büyük oğlu Halil İbrahim Kıvançlı." dedi sesinde bariz bir gerginlik vardı. Benim tanımadığım bu adam etrafımdaki herkesi fazlasıyla germiş durumdaydı. "Onlar Karadenizli değiller mi? Ne işi varmış bu topraklarda?" diye sordum. Gözlerimi zar zor kopardım kara gözlerinden. Göz göze geldik Tahsin amcayla, "Onun olanı almaya gelmiş babandan, öyle diyorlar..." Anlamaz bir şekilde kaşlarımı çattım, "Onun olan ne varmış burada acaba? Bizim topraklarımızda hükmü geçmez onun!" dedim çirkefçe. "Benim hükmümün geçmeyeceği bir toprak yoktur küçük hanım." Arkamdan duyduğum sesle irkildim, bu kalın ve sert ses Halil İbrahim denen adama ait olamazdı değil mi? Tahsin amcanın gözlerinden dehşet geçti, arkamdaki adamın önünde hemen ellerini birleştirip başını eğdi ne oldu bilmiyorum ama sessizce yanımızdan sadece birkaç adım ayrılıp bizi baş başa bıraktı ama hala köşede tetikteydi. Cesaretimi toplayarak döndüm ona. Yakın mesafeden gördüm kara gözlerini şimdi daha bir karanlık bakıyordu. "Topraklarınızda gözüm yok. Ben benim olanı almaya geldim." dedi karanlık çıkan ses tonuyla. Yutkundum, sesimin titrememesine özen göstererek, "Senin olan neymiş?" diye sordum. O an gözlerinin parladığına yemin edebilirdim. "Aze, Aze diye bir kadın. Bey kızı Aze derlermiş buralarda ona." Gözlerim istemsiz irileşti, buzlu suyun içine düşmüş gibi titredim. Aze kızdım ben. Yüreği yiğit, gözleri güleç Aze kızdım... Bey kızı Aze derlerdi bana. *** BU KİTAPTA GEÇEN OLAYLAR VE KİŞİLER TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA ALAKASI YOKTUR.