İlayda Karahanlı, o gün yine o kâbuslarından birisiyle karşı karşıyadır ancak bu
defa diğer kâbuslarından farklı olarak oğlunu öldürdüğü adam, ona bir adres verir,
o tabii ki de istifini bozmaz ve tüm bunları aklından çıkarır. Ta ki evinin mutfağında,
kâbusunda işittiği adresle birebir aynı olan bir not görene dek...
Buna ne kadar aldırış etmeyip bunun bir palavradan ibaret olduğunu düşünerek
o adrese gitmese de kötülük, onu bulacaktı.
Ve bu kötülük neticesinde geçmişte öldürdüğünü sandığı adamın aslında hayatta
olduğunu anlayacaktır.
Onunla iyi bir tanışma yaşamasalar bile daha sonra birbirlerine karşı beslediği
duygular, gitgide ön plana çıkmakla beraber onun sır gibi sakladığı gerçekler de gün
yüzüne çıkacaktır.
Lakin bilmediği, atladığı tek bir şey vardır:
Gerçekleri sakladığı yalnızca kendisi değildir.