"Jisung sen de" diyerek uyardı İnyeop hyung. İnyeop hyung'un odadakiler üzerinde baskınlık kurabildiğini fark ettim. "Tamam!" diyerek kafasını kaldırdı. Artık gözlerime bakıyordu. Göz göze geldiğimizde bir şimşek çakmış gibi hissettim. O sırada aklıma bana işkence etmeden önceki düşüncelerim geldi. Eğer başka şekilde başka bir mekanda karşılaşmış olsaydık kesinlikle çoktan aşık olmuştum. "Özür dilerim. Canını yaktığım için. Gereksiz yere ileri gittiğim için. Yaptıklarımın hepsi için özür dilerim. Bunları telafisi olmaz farkındayım. Ama yaptığım her şey için özür dilerim. Affetmeyeceğini bilsem de özür dilerim" diyerek cümlesini tamamlayıp kafasını önüne eğdi. Eğmesi ile yere bir şey damladığını gördüm. Bir dakika gözleri... Gözleri dolu muydu? O göz yaşı mıydı? Hızlıca elini yüzüne götürdü kaşıyormuş gibi yaptı. Yere çömeldim. Kulağına yaklaştım. "Ben seni affettim Han Jisung. Seni vicdanınla baş başa bırakacağım" diyerek fısıldayıp geri çekildim. Yüzümde hafif bir gülümseme vardı. Kafasını kaldırıp gözlerimin için baktı. Gerçekten gözleri doluydu. Yok artık üzgün olduğu için mi ağlıyordu? Yok artık gururuna ağlıyordur. Daha fazla bir şey söylemeden ayağa kalktım. ------------------ "Jisung bazen gerçekten hiç düşünmeden hareket ediyorsun. Yine de seni seviyorum Han Jisung. Bebeğimin babası olacağın için, Kalbimin sahibi olduğun için teşekkür ederim" Jisung Jeongin'i kendine çekip sarıldı. Ardından ayrıldı. "Bu yaptığım teklife cevabının değiştiği anlamına mı geliyor?" diye sordu. Jeongin'in kafa sallamasıyla dudaklarına yapıştı. Minik bir öpüşme başlatmış oldu. Sonra ayrılarak alınlarını birbirine yasladı. "Özür dilerim ve seni seviyorum Yang Jeongin" diyerek tekrar dudaklarını birleştirdi. (İnşallah güzel bir hikaye olmuştur)All Rights Reserved