Hayat ne kadar da ani, değil mi? Birden sevmek, birden hayata tutunmak ve... Birden bir katile dönüşmek...
Kapak resmi geçicidir! (Kalıcı olanı yapmaya ne zaman başlarım bilemiyorum)
Konusu:
İsmini, yaşını, hatta kim olduğunu bile unutmuş, sadece küçük, tuhaf anılara sahip bir kız. Berbat bir geçmişi var ancak bu geleceğinden ümidi keseceği anlamına gelmiyor.
Yıl 1890, belediye insanlar üzerinde kimseye açıklanılmayan gizemli deneyler yapıyor. Fakat laboratuvarlardan birinde bütün denekler başka bir denek tarafından katledildi, yakalanıp deneyin başarısızlığı nedeniyle hakkında idam kararı alınan suçlu denek ise kayıplara karıştı.
Psikolojik olaylar, gizem, romantizm ve aralara serpiştirdiğim aksiyon ile seveceğinizi umduğum bir roman ile karşınızdayım!
Yazarıyla Tanış:
Selamlar! Ben Yuiko. Uzun süredir kendi kendime kimseyle paylaşmadiğim hikayeler yazıyordum. Ama bu sefer bir tanesini sizlerle paylaşmak istedim. İleride birden fazla da olabilir :D
Ancak bu aralar pek de boş vaktim olmuyor, yani bölümler geç gelebilir. Anlayışınızı rica ediyorum.
Ama sakın şunu unutma:
"Hayatta kalmak istiyorsan kendine bile güvenme..."
"Soyun!"
"Ne?"
Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster."
Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı.
"Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum.
Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı.
"Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı.
İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum.
Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı.
"Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu.
Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk.
"Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz."
Burada neler olduğunu anlamıyorum.
Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim."
Burada gözlük takan sadece bendim.