'Bu kadar acımasız olmak zorunda mısın?' dediğimde bu sefer bana hiç bakmadan konuştu. 'Çok daha fazlası da olabilirim. Beni ayakta tutan şey bu.'
'Seni yıkacak şey ne o zaman? Zaafın, zayıflığın?' ilk defa benimle bu kadar uzun konuşuyorken sorabileceğim şeyleri sormak istedim. Tek istediğim şey cevap vermesiydi.
'Hiçbir şey yok.' dedi keskin bakışları yola odaklanmışken.
'Herkesin bir zayıflığı vardır'
'Zaaf ya da zayıflık...' deyip durdu. Cevap vermeyeceğini düşündüm ama beni yanıltarak konuşmaya devam etti. 'Bazen sürekli bir şeyler olur, bir şeyler değişir, herkes gidebilir ama hayat hiç kimse için durmaz, dünya kimse için bir köşeye çekilmez. Boş vermeyi de hissetmeyi de bırakman lazım. İşte o zaman zaafın da, zayıflığın da, seni durduracak hiçbir şey de olmaz' deyip yoldaki bakışlarını bana çevirdi. Masmavi gözleri ona dalmama sebep olurken kafasını tekrar çevirip yola bakmaya devam etti.
'Yoksa sana gelecek olan darbelere de, kalbinin kırılmasına da izin vermiş olursun' deyip sustu. Ben de onun gibi yola çevirdim bakışlarımı.
'Kalbimin kırılması, kalpsiz olmaktan iyidir'
Dudaklarıma bir buse kondururken "seni seviyorum,ama biraz acı cekmen gerekiyor"
Ben iki yıldır acı çekiyorum,bu ne ki? Boxerini çıkarırken onu izliyordum. Bir yere gelince utanman da kalmıyordu bu adamın yanında. Alışık olduğum şeylerdi. Bir adamın sevmediğin halde her zerresini biliyorsanız buna bir bok denmezdi!
Kalın ve damarlı penisini çıkarıp birkaç defa okşadı. Bunu yaparken gözlerimin içine bakıyordu.
"Hazır mısın?"
Hazır mıyım? Ben çocuk doğurmaya hazır değilim. Ben anne olmaya hazır değilim. Lanet olası hapı yanıma almamıştım! Ayrıca aklıma nereden gelebilirdi ki dağ başında kocamla sevişeceğimiz?
Erkekliğini girişime yerleştirirken birden içime itti. "Ahh!" Tırnaklarımı kollarına geçirdim. İçimde hareket etmeye başladı. Bacaklarımı beline doladım, topuklarım kalçalarına değiyordu. Omuzlarına sıkıca tutundum. Terden ıslanmış Saçlarımı gözümün önüne düşerken tek eliyle geriye attı.
"Kartal!"
"Sikeyim! Seni o kadar özlemişim ki!"
"Ahh! Yavaşla!"
"Hayır bebeğim,bu gece sadece benim istediğim olacak"
Omuzlarına tırnaklarımı geçirirken odadaki tek ses tenin,tene çarpma sesleri,ve kısılan sesimden çıkan inlemelerimdi. Sonuna kadar soktuğu aletiyle hayalarının kadınlığıma çarptığını hissedebiliyordum.