'Bu kadar acımasız olmak zorunda mısın?' dediğimde bu sefer bana hiç bakmadan konuştu. 'Çok daha fazlası da olabilirim. Beni ayakta tutan şey bu.'
'Seni yıkacak şey ne o zaman? Zaafın, zayıflığın?' ilk defa benimle bu kadar uzun konuşuyorken sorabileceğim şeyleri sormak istedim. Tek istediğim şey cevap vermesiydi.
'Hiçbir şey yok.' dedi keskin bakışları yola odaklanmışken.
'Herkesin bir zayıflığı vardır'
'Zaaf ya da zayıflık...' deyip durdu. Cevap vermeyeceğini düşündüm ama beni yanıltarak konuşmaya devam etti. 'Bazen sürekli bir şeyler olur, bir şeyler değişir, herkes gidebilir ama hayat hiç kimse için durmaz, dünya kimse için bir köşeye çekilmez. Boş vermeyi de hissetmeyi de bırakman lazım. İşte o zaman zaafın da, zayıflığın da, seni durduracak hiçbir şey de olmaz' deyip yoldaki bakışlarını bana çevirdi. Masmavi gözleri ona dalmama sebep olurken kafasını tekrar çevirip yola bakmaya devam etti.
'Yoksa sana gelecek olan darbelere de, kalbinin kırılmasına da izin vermiş olursun' deyip sustu. Ben de onun gibi yola çevirdim bakışlarımı.
'Kalbimin kırılması, kalpsiz olmaktan iyidir'
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır.
Duru amacına ulaşır fakat bilmediği şey ise seçtiği adamın karanlık dünyasıdır.