Bedenim onun yanında karınca gibi birşeydi bana göre.O yanımda kaslı,uzun boylu dururken ben kısacık boyumla yatağın çeyreğini bile kaplamıyordum.
Bu kadar olana rağmen şimdiki halimiz akıl alır gibi değildi.
Ateş ile su,toprak ile hava birleşirdi ama ikisinden biri mutlaka kaybederdi,ikimizde kaybetmedik ama,aksine aynı anda doğduk,aynı anda yandık,aynı anda kül olduk.Ama kaybetmedik.
Büyük ve damarlı eli;geceliğin açık bıraktığı omzumu bulurken diğer eli de boş durmadı ve bacak arama doğru göğsümden yol çizdi.
Elbette ki Baran dokununca bedenim titremişti ama bu titreme uzun sürmedi.
"Yakıyorsun beni Doğa,bu güzelliğinle yakıyorsun,bu bedeninle yakıyorsun,kalbinle yakıyorsun.Karşı koyamıyorum sana.Zorluyorum kendimi sana zarar vermeyeyim diye."
Eli malûm bölgeme geldiğinde donmuş kalmıştım ve kendi kendimi sıkıyordum.
"Benimsin,herşeyinle benimsin,ama unutma ki bu ateş ikimizi yakıyor,bu ateşi bedenlerimizle harmanlıyoruz,özellikle sen.Ve şunu da eklerim sözlerime,unutma ki sen -"
Özel bölgemi avucunun içine aldığında uzunca bir yutkunmuştum.
",unutma ki sen benden başka kimsenin olamazsın,eğer ki tek bir dokunuş dahi gerçekleşse,ateşimle yakarım onu,ama bilesin seni de başı boş bırakmam,anında olman gereken yerde olursun,yanımda,kucağımda,odamda,yatağımda,altımda..."