"Sana, bana aşık olmamanı söyledim. Neden beni dinlemedin."
•
Genç depresif bir kız...
Ressamlık tutkusu onu ölüme götürürken, küçüklüğünde babasının bıraktığı kalıcı travmalar, hissizlik duygusuyla başa çıkmak için kullandığı sigara, kahve ve kendi vücuduna yaptığı eziyetler.
Duru abisinin ölümünü kabul etmeyip babasına duyduğu nefret onu hissizleştirir, babası öldükten sonra Duru, babasından kalan son anısını yaşatmak uğruna girdiği bu yolda karşılaştığı, karamsar, başı dertten kurtulmayan Ayas'la uzun denilecek kadar kısa, kısa denilecek kadar uzun bir zaman geçirir.
Ayas daha küçük yaşta annesinin babası tarafından şiddet gördüğü ve bunu unutmak için taşındığı şehirde, takıntı yaptığı toksik ilişki arkadaşlarına da olduğu kadar kendisine de yansır.
Eski sevgilisi Ceren'i takıntı yapan Ayas, bu duygudan kurtulmak için karşısına çıkan bu fırsatı değerlendirecek mi?
Yoksa bu fırsat onun kaderi mi?
İki insan, iki babasız yetim.
Biri kader, biri ölüm.
•
NOT: BU HİKAYEDEKİ TÜM OLAYLAR, İSİMLER HAYAL ÜRÜNÜDÜR.
Yeni hikayemdir, yorumlarınızı bekliyorum.<3
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."