Ama ben, ilk pişimi ona yapmıştım; ilk onun yüzünden kolumu yakmıştım fakat o, hıçkıra hıçkıra ağladığım mutfakta sadece pişilere dikkat kesilip tüm tepsiyi odasında yemişti. İlk ona akrostiş şiir yazmıştım da o, şiiri hiç okumamış sadece N harfini ters yazdığım için dalga geçmişti. Gerçi sonra öğretmenim şiiri yakalamıştı da öğrenme güçlüğümün olduğunu öğrenmiştik bu vesileyle. Yani ben, onun burnu olsam kaşımaz; parmağı olsam kullanmazdı. "Öyle fenayım ki." dedi nefesi dudaklarıma çarparken. "Hep sana bakınca fenayım, hep seni görünce fenayım. Sana dokununca fenayım, sana yaklaşınca fenayım. Dudağın dudağıma deyince fenayım. Ben fenayım la Melek, sen benim cehennemim olsan cayır cayır da yanarım."