'Korktuğunu hissedebiliyorum. Korkma.' Fısıltı gibi bir ses işittiğimde etrafıma bakındım. "Kim konuştu?" Herkes garip bir şey sormuşum gibi bana bakıyordu. "Köpeğin." Aethra'nın oturduğu koltuğun yanındaki kadına baktım. "Ablacım ne kullanıyorsun? Köpek nasıl konuşsun?" Ağlamama mola verip kadının dediğine gülmüştüm. "Aslında konuşmuyor. Sadece aklından geçiriyor. İçinde bulunduğun çember sayesinde onu anlayabiliyorsun. Aslında teorik olarak benimle de konuşuyor sayılmazsın. Sadece makine senin dilini çözümleyip bana aktarıyor, aynı şekilde benim söylediklerim de makine aracılığıyla sana iletiliyor. Bu çemberin dışına çıktığında beni anlayamayacaksın. Biraz önce olduğu gibi. " Aethra bir yandan kolundaki cihazla ilgilenip bir yandan konuşurken onu dikkatlice dinledim. Gülümsem kaybolmuş, yüzüm ciddi bir hal almıştı. "Diyelim ki öyle oluyor. Siz çemberin dışındasınız? Beni nasıl anlıyorsunuz o zaman?" Cihazla uğraşmayı bırakıp bana baktı. Kolunu hafifçe kaldırıp salladı. "O da bunun sayesinde oluyor."