Genç kız gözlerinden yaşlar boşalırken, hıçkırıklarının arasından konuştu. "Kaç kere, kaç kere daha yalan söyleyeceksin bana?" Karşısındaki sakin duruşunu bozmadı, derin bir nefes aldı. "Güvende olman için ne kadar gerekiyorsa o kadar." Genç cadı karşısındaki büyücüyü omuzlarından ittirdi. "Hafızamla oynayamazsın, benimle oynayamazsın, rahat bırak beni!" Genç büyücü derin bir nefes aldı. "Gitmemi istiyorsan giderim." Lalin yere çöktü, ağlaması gittikçe artıyordu. "Sen kalmıyorsun ki, kal desem de kalmıyorsun." Tom da genç cadının karşısında çöktü. Etraftakiler büyük bir şaşkınlıkla olanları izliyorlardı. Karanlık Lord birinin önünde küçücük kalmıştı. "Lalin'den uzak dur!" Yeşil gözler birden tekrar kırmızı oldular ve sesin sahibine döndüler. Tom tam ağzını açacakken Lalin de sesin sahibine dönüp konuşmaya başladı. "Karışma Harry!" Harry'nin gözleri istemsizce kocaman açılırken geriye doğru bir adım attı. "Karşındaki kişi iyi biri değil, onun neler yaptığını hatırla. Sen ondan nefret edersin Lalin kendine gel!" Lalin'in açık yeşil gözleri Tom'un kırmızı gözlerinde durdu. Genç cadı baktıkça Tom'un gözleri eski haline dönüyordu. Tom Lalin'in yüzüne gelen saçlarını kulağının arkasına attı. "Bir seçim yapman lazım." Lalin başını olumsuz anlamda salladı. "Nolur benden seçim yapmamı isteme. Ben bir katilin yanında duramam ama sevgilimi de bırakamam." İkisinin sesi de bir fısıltıya dönüşmüştü. "Zorundasın. Sadece şunu bil, ne seçersen seç sana asla zarar gelmeyecek." Tom asasını yere bıraktı, kollarını açtı. "Ölüm yiyenler asalarınızı bırakın!" Herkesin korktuğu, korkudan ismini ağızlarına alamadıkları Karanlık Lord küçük bir cadıya teslim olmuştu. Tom seçimini yapmıştı, sıra Lalin'deydi.