Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa …?
Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşk(ın) şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, bende yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan,
Sanki benim hiç senim olmamış gibi…
Sena *Fotoğraf*
Başkomiserim: "Güzel vücut, ama sencede sana göre fazla büyük değilmiyim küçük kız?"
Sena: "Siktir! Yanlışlıkla size attım."
Başkomiserim: "Eminim öyledir."
☆☆☆
Üzerinde oturduğum vücudu taş kesilmiş kıpırdamazken, belimdeki tutuşu sıklaşmış, bakışları kırmızı rujlu dudaklarıma inmişti.
"Kendimi durdurmayı başaramıyorum." dedi gözlerini kapatarak.
"Deniyorum Sena."
Sesli bir iç çekit.
"Lanet olsun başaramıyorum. Bu çok yanlış."
Kafasını öne atıp, parmaklarını salık bıraktığım saçlarım arasına daldırdı. Yine en yakınımdan soluyordum ferahlatıcı kokusunu.
Göğüslerimiz şiddetle yükselip bir birine değerken, burnunu burnuma sürtüp nefesimi içine çekti.
"Berbat öpüşürüm." dediği anda, dudaklarımın üzerindeki sıcak baskı zihnimi bulanıklaştırırken, anında gözlerimin kapanmasına neden olmuştu.
+18(yetişkin içerikli) sahneler bulunmaktadır.
●Bölümler düzenli olarak hafta boyu yayınlanıyor.