'Sik kadar çocuktum bunu gördüğümde. Sevişmenin ne demek olduğunu bir ihanette öğrendim ben Alin.' Hıçkırıklarıma engel olamazken bitsin diye dualar ediyordum. 'Neyse seni daha fazla parçalamak istemiyorum, sonra babam bir gün görevden döndü ve annem ona bunu anlattı.' Gözleri çok ruhsuz bakıyordu, hiç mi acımıyordu içi? Elimi yanağına kaldırmaya çalışırken diğer eliyle bileğimi tutarak bana engel oldu.
'Babam arkasını döndü ve gitti. Ne bağırma, ne çağırma. Hiçbir şey, Alin.' Alnını alnıma yaslayarak fısıldamaya devam etti. 'Koca bir hiçlik kız çocuğu. Birini nasıl öldürürsün biliyor musun? Ne yaparsa, nasıl isyan ederse etsin ona kayıtsız kalmak.' Kaşları çatılırken alnını alnımdan kopardı ama mesafemizi açmadı. 'Babam annemi öldürdü, kayıtsızlığıyla.'
Sınırların olmadığı, hurdahaş bir hikayeydi bu.