"Asya gitme, no'lur gitme. Bırakma beni arkanda." dedi hızlıca Miraz. Gözyaşları mı? Onlar çoktan eşlik etmeye başlamıştı sözlerine. Asya sımsıkı kapattı gözlerini. Eğer onun ağladığını, yıkıldığını görürse gidemezdi. Hiçbir şeyi umursamaz sarılırdı karşısındaki adama. "Çekil önümden Miraz." dedi sertçe, az önceki sakin halinin aksine. Şimdi yumuşarsa dili çözülecek, anlatmak için yanıp tutuştuğu her şeyi dökecekti ortaya. "Asya...Asya'm yapma!" dedi Miraz iyice tükenen umuduyla. Onun vazgeçirmenin yollarını arıyor ancak aklına hiçbir şey gelmiyordu. O an fark etti sevdiği kadına karşı acizliğini, yalvarmak dışında bir şey gelmiyordu elinden. Ayaklarına kapansa bile geri döndüremeyeceği bir kadın vardı karşısında. Dinlemedi onu genç kadın. Döndü arkasını ve koşmaya başladı, bir an bile durmadı. Bir kere bile bakmadı arkasına. Baksa görürdü. Bir adamın yıkılışını, akan gözyaşlarını, düşen omuzlarını... Kadının gidişini tek kabullenen adamın sırtındaki kamburdu sanırım. 'Özür dilerim sevgilim, çok özür dilerim bize bunu yaşattığım için. Eğer elimde olsaydı, içindeki acıyı alıp öyle gitmek isterdim...' Nahif, tutkulu bir aşk... Kötü adamlara inat acıtmadan seven bir adam.. Aşkı için aşkından vazgeçen bir kadın... İlerleyen bölümlerde yetişkin içerik bulunacaktır. Rahatsız olanlar lütfen okumasınlar. Eleştiriye elbette açığım ancak şahsıma karşı hakaret edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır.All Rights Reserved
1 part