Peki karanlık sırlar, onlar sahipleri tarafından sonsuza kadar saklanabilecek mi ?
Bağırışlar, acı, kan kokusu ve cinayetler...
Her zaman şu lafı duydum " kızların ilk aşkı babalardır " ama benim ilk aşkım annem...koruyucu meleğim...
Unutma! Zaman en yetkili katildir, aceleyle yapılan küçücük bir hatada hayatın kayar, görünmez bir mezarlıktır zaman...
Herşey doğru anı bekler. Sadece bekle ve gör...
Dışarıdan görünen her zaman gerçek değildir...
Yalanlar ne kadar güzel ise gerçeklerde bir o kadar acı peki bu acıyı kaldırabilecekler mi ?
İhanetin affı olmaz, dostlarını iyi seç...
Ölüm... Her an ensene binebilir dikkat et...
O zaman kartlar dağıtılsın, oyun başlasın... İyi şanslar...
"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım.
"Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum.
"Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?"
Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?"
"Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!"
"Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"