45 Partes Concluida "Ve siyahtan daha karanlık renkle tanıştım o an. Yenilmişlik rengi."
Bir bebek doğar, ağlar. Karnı acıkır, ağlar. Altına yapar, ağlar. Annesini özler, babasını özler ağlar. Korkar, canı yanar, ağlar.
Ben de çok ağladım. Bu gece ben de çok ağladım. Kimse gözyaşlarımı görmese de ben de çok ağladım. Ağzımdan çıkamayan kelimeler gözlerimden yaş olarak dökülüyordu. Konuşamıyordum, elimi kıpırdatamıyordum, oysa ağlıyordum. Bir şeye birilerine ihtiyacım vardı... Ağlarsam her şey düzelecekmişçesine ağlıyordum. Gözlerim kararırken duyduğum son cümleler Tahir'in yakarışlarıydı, özür dileyişleriydi, bağırışlarıydı... Oysa ben ondan özür dilemek istiyordum. Onun hayatına girdiğim için, ona lanetli bir şekilde baktığım için, onu güldürdüğüm için, kolları arasında boylu boyunca yattığım için, onun bana aldığı ve bana zorla giydirdiği gelinliğinin kanlar içinde kaldığı için ondan özür dilemek istiyordum.
"Sen bunları hak etmedin Tahir!" demek istiyordum, dudaklarım aralanmadı.
"Yalvarırım özür dileme!" demek istedim ağzım açılmadı.
"Tahir, lütfen ağlama!" demek istedim, nefes alamadım. Nefes Kaleli nefes alamadı...