ÖLÜMLÜLERİN KRALLIĞI 1: 𝑃𝑂𝐿𝐸𝑀𝑂𝑆
Gölgelerin hükmettiği, sadakatin fısıltılar kadar kırılgan olduğu bir dünyada, Mortalis Regnum, küresel mafyanın tahtıdır. Kanla yoğrulmuş ittifaklar ve ihanete dayalı sözleşmeler, bu karanlık konseyin zeminini oluşturur.
Bu dünyada, geçmişin karanlığıyla yoğrulmuş bir kadın yükselir: Atmaca. Kendi yolunu kaosun ortasında çizen bir silah kaçakçısı... Ancak Atmaca sadece bir isyancı değil; kaderin ona yüklediği sırların farkında olmadan bu büyük oyunun merkezine çekilmektedir.
Karanlıkta, tehlikeli bir ittifak kurulur. Papaz, kumarhanelerle dolu imparatorluğunu genişletip Mortalis Regnum'un Türk mafyasındaki boşluğunu doldurmayı hedeflerken, aralarındaki çatışma beklenmedik bir bağa dönüşür. Ama bu bağ, yalnızca yıkım getirme potansiyeline sahiptir.
Ve sahnenin ötesinde, her şeyin gölgesinde saklanan daha büyük bir tehdit ortaya çıkar. Nihil Verum-zihinleri kontrol eden dumanın ardındaki güç-yüzyıllardır gizemli bir kehaneti gerçekleştirmeye çalışıyor: Kıyamet Üçlüsü. Üç kişiden oluşan bu seçilmiş grup, insanlığın kaderini sonsuza dek değiştirebilecek güce sahip. Ancak, bu üçlünün kim olduğu bile bilinmezken, biri aramızda yaşıyor: Ilgın.
Ilgın, kendi sırlarından bihaber bir şekilde, hem bir hedef hem de bir kurtuluş umudu haline gelir. Atmaca, ailesinin ve geçmişinin yükleriyle savaşırken, hem kendini hem de bu kehanetin parçalarını çözmek zorunda.
Karanlık yaklaşırken, artık kimsenin saklanacak yeri yok.
Unutma: Karanlıktan korkmayanların, karanlıktan korkunç sırları vardır.
Peki ya sen, karanlığın içine girip ışığı bulabilecek misin? Yoksa o karanlığın bir parçası mı olacaksın?
Kapak: @dazlakkilicinsahibesi
O yemyeşil ıssız araziyi beyaza bürüyen kar artık kan gölüydü evet kıpkırmızıydı kızımın kanlı ellerini görebiliyordum, karımın çığlıklarını duyabiliyordum, evet onlar orda beni bekliyor kızım babasını bekliyor,onları kaybedemezdim ormanlığa giden yoldan hızla inerek onları almaya gidiyordum. Başıma ne geleceği umrumda değildi zamanında geleceği kadar gelmişti zaten ,evet onlara kavuşmama az kaldı onları kurtaracaktım. Artık o arazinin yanındaydım karımı ve kızımı almak için hızla araziye girdim botlarım kara batırıyordu yukarısına göre kar daha fazlaydı hava daha yoğundu kızımın elini gördüğüm yere gittim.