Story cover for DO I KNOW YOU: ANGEL OF DEATH 《》Bucky Barnes by weirdcurly
DO I KNOW YOU: ANGEL OF DEATH 《》Bucky Barnes
  • WpView
    Reads 7,800
  • WpVote
    Votes 599
  • WpPart
    Parts 24
Sign up to add DO I KNOW YOU: ANGEL OF DEATH 《》Bucky Barnes to your library and receive updates
or
#168pietro
Content Guidelines
You may also like
The Poison of Innocence // Hufflepuff+Slytherin by BelieveAndBeHappy
40 parts Complete
"Biliyor musun Roma, bence sen iyi birisin." Roma bana bakmıyordu. Yeşil gözleri çeşmenin ucunda, suyu usul usul içen karganın üstündeydi. Boynunu hafifçe eğmişti. Buna rağmen belli belirsiz bir gülümsemenin, benden gizlenmeye çalışarak ortaya çıkmaya çalıştığını gördüm. "Ya?" Beni her zamanki gibi çok ciddiye almadan alaycı bir ifadeyle yanıtladı. Şaşırmamıştım fakat pes edecek de değildim. Biraz daha ona yaklaştım. Bunu beklemediğini çok nadir yakaladığım şaşkın, ne yapacağını bilemeyen bakışlarının arasında anladım. Ne zaman ona yaklaşsam bedenim beni ondan uzaklaştırmak istiyordu sanki. Vücut ısım düşüyor, ellerim titriyor, tenimi yakacağını bile bile bir alev topuna yaklaşıyormuşum gibi hissediyordum. Fakat yine de durmadım. Çeşmeyle arasına girdim. Gözlerinin içine korkmadan baktım. Ondan korktuğum falan da yoktu zaten. Yalnızca bana hissettirdiklerinden çekinmiştim bunca zaman. Sert yüz hatları gerildi. Şakağının altında, çenesinin yanındaki kemik oynayıp dururken iri gözleri yüzümde geziniyordu. "Ciddiyim. Kötü biri olduğunu düşünmüyorum." Hiçbir şey söylemeden beni izlemeye devam etti. Kalbim gümbür gümbür atarken ondan uzaklaşmamak için çok büyük bir çaba harcıyordum. Roma Vergilius'un karşısında böyle dimdik durmak benim için bir meydan okumadan başka bir şey olamazdı bir süre önce. "İnsanlar senin benden korkacağını bekler," dedi. "Çekineceğini, geri duracağını, yaklaşmayacağını." "Korkmuyorum," dedim kendimden bu kadar emin olmama ben bile şaşırırken. Başını salladı. Kalın kaşlarının arasına küllü, mat, kahve rengindeki bir tutam saç düştü. Yutkununca etrafta yağan kar tanelerinin kristalleri bile onun bu sesinde yankı yaptı sanki. Gözlerini benden uzun parmaklarına çevirdi. "Biliyorum. Ama sen beni korkutuyorsun."
You may also like
Slide 1 of 10
The Poison of Innocence // Hufflepuff+Slytherin cover
GÖKLERİN SIRRI - ⚖️ MALBONTE ROTASI ⚖️ - cover
HGOİ Texting Ve Kurgu cover
𝐈𝐌𝐀𝐆𝐈𝐍𝐄 𝐖𝐈𝐓𝐇 𝐌𝐀𝐑𝐕𝐄𝐋 cover
𝙏𝙃𝙀 𝙁𝙄𝙁𝙏𝙃 𝙈𝘼𝙍𝘼𝙐𝘿𝙀𝙍 𝘼𝙐𝙍𝙊𝙍𝘼 𝙔𝘼𝙓𝙇𝙀𝙔 ꜱ. ʙʟᴀᴄᴋ cover
BU TERSLİKTE BİR İŞ VAR [James Potter] 【Ara Verildi】 cover
Partner in taekook  cover
hustle cover
Ashes Of The Chosen  cover
LABİRENT cover

The Poison of Innocence // Hufflepuff+Slytherin

40 parts Complete

"Biliyor musun Roma, bence sen iyi birisin." Roma bana bakmıyordu. Yeşil gözleri çeşmenin ucunda, suyu usul usul içen karganın üstündeydi. Boynunu hafifçe eğmişti. Buna rağmen belli belirsiz bir gülümsemenin, benden gizlenmeye çalışarak ortaya çıkmaya çalıştığını gördüm. "Ya?" Beni her zamanki gibi çok ciddiye almadan alaycı bir ifadeyle yanıtladı. Şaşırmamıştım fakat pes edecek de değildim. Biraz daha ona yaklaştım. Bunu beklemediğini çok nadir yakaladığım şaşkın, ne yapacağını bilemeyen bakışlarının arasında anladım. Ne zaman ona yaklaşsam bedenim beni ondan uzaklaştırmak istiyordu sanki. Vücut ısım düşüyor, ellerim titriyor, tenimi yakacağını bile bile bir alev topuna yaklaşıyormuşum gibi hissediyordum. Fakat yine de durmadım. Çeşmeyle arasına girdim. Gözlerinin içine korkmadan baktım. Ondan korktuğum falan da yoktu zaten. Yalnızca bana hissettirdiklerinden çekinmiştim bunca zaman. Sert yüz hatları gerildi. Şakağının altında, çenesinin yanındaki kemik oynayıp dururken iri gözleri yüzümde geziniyordu. "Ciddiyim. Kötü biri olduğunu düşünmüyorum." Hiçbir şey söylemeden beni izlemeye devam etti. Kalbim gümbür gümbür atarken ondan uzaklaşmamak için çok büyük bir çaba harcıyordum. Roma Vergilius'un karşısında böyle dimdik durmak benim için bir meydan okumadan başka bir şey olamazdı bir süre önce. "İnsanlar senin benden korkacağını bekler," dedi. "Çekineceğini, geri duracağını, yaklaşmayacağını." "Korkmuyorum," dedim kendimden bu kadar emin olmama ben bile şaşırırken. Başını salladı. Kalın kaşlarının arasına küllü, mat, kahve rengindeki bir tutam saç düştü. Yutkununca etrafta yağan kar tanelerinin kristalleri bile onun bu sesinde yankı yaptı sanki. Gözlerini benden uzun parmaklarına çevirdi. "Biliyorum. Ama sen beni korkutuyorsun."