Başlangıç ve yayımlanma tarihleri: 29.02.2023 - 17.06.2024, 22.01.2025
Kurguda geçen kişi, kurum ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Ciddiye almayınız.
Kitabın içinde intihar düşüncesi, depresif düşünceler, ölüm, kan, vahşet, küfür ve cinsel unsurlar yer almaktadır. Bundan dolayı, yetişkin okurlar içindir. Bu tür unsurlar içinde birkaç tanesi kesinlikle çözüm olmamakla birlikte, bunların yanlış olduğu önemle kitapta vurgulanmıştır. Bu tür problemler yaşıyorsanız, güvendiğiniz bir yetişkine danışabilir veya gerekli kurumlara başvurabilirsiniz. İyi okumalar dilerim.
𑁍
Pars Adal Kor, çözülmesi zor bir bilmece gibiydi. Bir kördüğümdü. Kimsenin onu çözmesini istemediği bir kördüğüm.
Şu ana kadar onun derinine inen kimse olmamıştı. Hiçkimse o sessizliğin ardında ne olduğunu bilmiyordu. Ta ki hayatına tekrar girip, yollarının kesiştiği bir kız çıkana dek.
Adal'ın hayatında her şey değişecekti.
Ayperi'nin ki de öyle.
Düğümler çözülmeye başladıkça daha çok sır perdesi aralanacak, canavarın maskesi düşecekti.
"Bu siyah beyaz Dünyada iyiliği ve kötülüğü temsil ediyoruz. İnsanlar ne çok beyazdır. Ne de kendini siyahlara boyamıştır. Bunun asla bir ortası yoktur. Ben griyim. Sen ise beyaz. Üzerinde en ufak bir siyah nokta yok. İnsanlar kusursuz olduğunu düşünür. Ben de öyle olduğumu düşünürdüm. Seni tanıyana kadar. Sen benim tek kusurumsun Vaveylam."
"Soyun!"
"Ne?"
Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster."
Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı.
"Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum.
Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı.
"Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı.
İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum.
Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı.
"Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu.
Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk.
"Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz."
Burada neler olduğunu anlamıyorum.
Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim."
Burada gözlük takan sadece bendim.