Bir uçurtma yaptım, kelebeklerle.
Kulağıma fısıldadılar efsunlu ve kendimi huzurlu edeceğim cümlelerini, kelebekler.
Sen sevilmeyi, sevmeyi hak edensin, dediler.
Hak eder miyim?
Beni sever misin?
Seni sevmeme izin verir misin?
Bir kelebek gibisin, huzuru bulduğum yersin.
Ama bu, korkularım.
Bırakmıyor peşimi.
Beni, benimle yalnız bırakmayıp, korkularımla yüzleşmeme yardım eder misin?
Beni sever misin kelebek?
Seni severek huzuru bulabilmeme izin verir misin...kelebek?
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı birbirine yasladı. "Seni çok seviyorum. Seni senden çok seviyorum."
Bu kez ben dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp ayrıldım. "Seni çok seviyorum. En az beni sevdiğin kadar seviyorum seni." Kollarımı boynuna dolayıp yüzümü boynuna gömdüm. Kokusunu içime çektim.
Çok özlemiştim.