Yıllar akıp gidiyordu, geride bıraktıklarımıza bakıp ya ağlacaktık ya da gülecektik. Maalesef benim hayatım arkamda bıraktıklarıma bakıp gülerek geçmedi. Her yaramın üstüne bi' yara bandı yapıştırarak büyüdüm ben. Ama o yaralar kapanıp yerini güzelliklere bıraktı. Ben büyümüştüm, ben artık ayaklarımın üzerinde duruyordum. Ben tanınıyordum, babamın gölgesinde değil de kendi çabamla tanınıyordum. Elimdekilerin kıymetini biliyordum. Ben artık o küçük kız çocuğu değildim. Ben Elis'tim, Elis Sardun. Ben Elis Sardun'dum. Üzülmem üzerim, kırılmam kırarım ve ben kaybetmem her zaman kazanırım. Etrafta ki sesleri duyamıyordum. Sağır olmuştum adeta, gözlerim yaşlardan dolayı bulanık görüyordu. Yere eğildim, silah sesleri kesilmezken ben onun üzerine atıldım. Vurulmuş kollarımdaydı. Başımı göğe kaldırdım, zihnimde ki sesleri susturmak istiyordum. Ben Elis Sardun'dum, kaybetmezdim, kaybedemezdim. Ama şimdilerde kazandıklarım da yitiyordu. Arman; hasret, özlem ve acı. (Çizgi Studio'da devam ediyorum, sizleri de bekliyorum. Sevgilerle...)