"Kimsesiz bir piç için bize arkanı dönüyorsun farkında değil misin Asena!" Alp'in acılı haykırışıyla, yerimde kaskatı kesildim. Sonucunda ne olacağını düşünmeden -düşünsem arkamı dönmeden gideceğimi bildiğimden- bedenimi onlardan tarafa çevirdim. Benden bir cevap bekliyorlardı biliyordum. Bende ağzımı açıp hepsine cevaplarını vermek istiyordum. Yapmadım. Boş gözlerle geçmişimin katillerini baştan aşağı süzdüm. Alp'in tüm mesafelerimizi yıktığını dolmuş gözlerinden görebiliyordum. Güçlüydüm. Hepsinin maskesini düşürmüştüm. Güçlüydüm. Geçmişimi kendi ellerimle yakmıştım. Güçlüydüm. Alp, dolu gözleriyle konuşmaya devam etti, "Anlamıyorsun! Bizi hiç ama hiç anlamıyorsun! Bize ihanet ediyorsun farkında değil misin?" Alp'in sesi titredi. Zaman o zaman durdu. Fakat duvarlarımı yıkmamakla kararlıydım. Kurumuş olan dudaklarımı dilimle ıslattım, "Daha önceki ihanetlerinize sayın." dedim düz bir sesle. Hepsinin gözlerindeki hayal kırıklığını gördüm. Acımasızca sözlerime devam ettim, "İhanetin Rüzgarı." Ve o an benimde maskem düşmüştü. Hızlıca, "Tiyatro oyunumuz bitti, gerçeklere dönün." Dediğimin ardından arkamda bir harabe bırakarak önüme döndüm. Hızlı adımlarla mahalleyi terk ettim. Akmak için bu anı beklemiş, gözümden akan yaşı elimin tersiyle silerken, "İhanetin rüzgarı.." diye mırıldandım. Maskeler düşmüştü. Hayat maskemizi düşürmüştü.All Rights Reserved
1 part