Profesyonel çizimci kız, gerçek dünyasında değil hayallerinde yaşıyordu. Kalbi saflık, masumiyet ve sükunet ile yaşıyordu... Tâ ki o güne kadar.
İkra, durgun güzelliği ile güneş kadar parlak ve eşsiz bir parça. O kadar masum bir kız ki ailesini o zamana kadar hep iyi bir aile sandı. Annesini, babasını, halasını... Ailesinin yüzünden bir katile tutsak kalacağını bilemiyordu.
Çok küçükken, kendini resim çizerek hayallere aktarırdı. Zaten bu zamana kadar da kalbi hep resim ve ailesi için attı. Hayallerini çizebilmek için günlerce kafasında taslaklar hazırlıyordu ama etrafında etkileyici ve büyüleyici bulduğu şeyleri çizdiği zaman anlık oluyordu onun için. Yine bir gün tren istasyonunda, treni beklerken, anlık bir çizim yaptı. Ama ilk kez; çiçek, kuş, manzara, hava durumu çizmiyordu... İlk kez bir insan çiziyordu etkilendiği. Ama bu etkilenmek onun için yepyeni bir hayat yolu açacak ve hatta hayallerinden çıkıp gerçek dünyaya dönecek.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."