Beni Affedin
  • Reads 349
  • Votes 5
  • Parts 8
  • Reads 349
  • Votes 5
  • Parts 8
Ongoing, First published Feb 28, 2015
Hayatınıza Girdiğim için Beni Affedin

Eğer gerçekten sevdiğiniz birilerini kaybettiyseniz, bilirsiniz. Karanlık, dipsiz bir uçurumdan düşmek gibi bir şey. 
Şayet ölümse kaybınızın nedeni, etrafınızdaki sevenleriniz, anılarınız, yadigârlarınız; size uçurumun kenarında büyümüş koskoca ağaçların sağlam dalları gibi doğal kurtarıcı olurlar. Onlara tutundukça, düşme hızınız yavaşlar, durursunuz ve yavaş yavaş bu sağlam dallara, koskoca kayalara tutunarak çıkarsınız yeniden ışığa. Acılarınız hiç bitmez belki ama zamanla kapanır yaralarınız. Sadece izleri kalır derinlerde. Anne ve babamın kaybıyla yaşadığım acının izleri gibi… 
Bir de, hâlâ dünyada olduğunu bildiğiniz kayıplarınız vardır. Siz, düşmemek için onlardan kalan, onları hatırlatan bir şeylere tutunmaya çalışırsanız eğer, her denemenizde ince dallar gibi, sivri kayalar gibi daha çok çizer, kanatırlar sizi. Tutunmaya çalıştığınız her hamlede dermanınız kesilir, gücünüz tükenir. Ta ki -şansınız varsa şayet- kaybınızın yerini dolduracak birisi çıkana ve sizi güvenli kollarında ışığa taşıyana dek. Ama onu buluncaya kadar, ince dallardan ve sivri kayalardan ne kadar uzak kalırsanız o kadar sağlam çıkarsınız uçurumdan. Daha az yaralanmış ve daha çabuk iyileşmeye hazır… Selim, benim kesinlikle bu türden bir kaybımdı… Fakat beni uçurumdan çıkaracak bir güç olduğuna inanmadığım için mümkün olduğunca az yaralanmaya çalışarak, onunla ilgili her ne varsa ondan kaçıyordum…
All Rights Reserved
Sign up to add Beni Affedin to your library and receive updates
or
#298beni
Content Guidelines
You may also like
EMANET by aysegulkalayzengin
51 parts Complete
Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" diye sorduğunda, iyice yaklaştı. "Sakinim." Onun sözlerinden cesaret alarak, dudaklarıyla dudaklarına dokundu ama ansızın yüzüne yediği tokatla, şaşkına döndü. Ayşegül'ün tedirgin bakan ela gözleri, kırpışan kirpiklerinin altında fazlasıyla masum duruyordu. "Özür dilerim." "Önemli değil... Şimdi ben seni tekrar öpeceğim ve sen bana tokat atmayacaksın." "Sen öpeceksin, ben tokat atmayacağım." "Aynen öyle..." "Tamam." "Öpüyorum." "Öp..." "Tokat yok?" "Tokat yok." Arslan, dudaklarını hafifçe onun dudaklarına değdirdiğinde, Ayşegül istemsizce geri çekildi. Onun gerilemesiyle, Arslan ona doğru yaklaştı. "Kaçarsan olmaz." "Kaçmamam lazım, evet!" "Ayşegül, sakin kal..." "Sakinim. Gayet sakinim!" Karısının titreyen ellerini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Onu yatıştıracak başka bir çare bulamamıştı. Onun derin bir şekilde nefes almasıyla, rahatlamaya çalıştığını gördü ve tekrar denedi. Dudaklarını onun dudaklarına yakınlaştırdı ve ansızın Ayşegül'ün onu öpmesiyle şaşkınlığa uğradı. Geri çekilen Ayşegül, telaşla söylendi. "Çok pardon! Sen öpecektin, ben tokat atmayacaktım! Ben yanlışlıkla öptüm!" Arslan, kıza şaşkınca baktı. Bu kız gerçek miydi? "Biz öpüşmeye bu kadar zaman harcadıysak, gerisi..." diyen Arslan, geri çekilip önüne döndü. Ne yapsaydılar acaba? Sakin yaklaşınca, becerememişlerdi. Bir anda mı olsaydı? Bir de onu denemek isteyerek tekrar karısına döndü ve ansızın dudaklarına yapıştı. Uzun öpücüğü, nefes almak adına sonlandığında, tekrar yanağına yediği tokatla şaşkınlığa uğradı. "Ayşegül, tokat yok demi
You may also like
Slide 1 of 10
EMANET cover
KOMİSERİM (Abimin Arkadaşı) +18 cover
EKSTREM cover
orenda +21 cover
Bir Bebek Özleminde cover
Dönüm Noktası  cover
BANA KENDİMİ VER cover
NE MÜNASEBET - Yarı texting cover
KADERİN ÇİZDİĞİ YOL  cover
BERDEL cover

EMANET

51 parts Complete

Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" diye sorduğunda, iyice yaklaştı. "Sakinim." Onun sözlerinden cesaret alarak, dudaklarıyla dudaklarına dokundu ama ansızın yüzüne yediği tokatla, şaşkına döndü. Ayşegül'ün tedirgin bakan ela gözleri, kırpışan kirpiklerinin altında fazlasıyla masum duruyordu. "Özür dilerim." "Önemli değil... Şimdi ben seni tekrar öpeceğim ve sen bana tokat atmayacaksın." "Sen öpeceksin, ben tokat atmayacağım." "Aynen öyle..." "Tamam." "Öpüyorum." "Öp..." "Tokat yok?" "Tokat yok." Arslan, dudaklarını hafifçe onun dudaklarına değdirdiğinde, Ayşegül istemsizce geri çekildi. Onun gerilemesiyle, Arslan ona doğru yaklaştı. "Kaçarsan olmaz." "Kaçmamam lazım, evet!" "Ayşegül, sakin kal..." "Sakinim. Gayet sakinim!" Karısının titreyen ellerini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Onu yatıştıracak başka bir çare bulamamıştı. Onun derin bir şekilde nefes almasıyla, rahatlamaya çalıştığını gördü ve tekrar denedi. Dudaklarını onun dudaklarına yakınlaştırdı ve ansızın Ayşegül'ün onu öpmesiyle şaşkınlığa uğradı. Geri çekilen Ayşegül, telaşla söylendi. "Çok pardon! Sen öpecektin, ben tokat atmayacaktım! Ben yanlışlıkla öptüm!" Arslan, kıza şaşkınca baktı. Bu kız gerçek miydi? "Biz öpüşmeye bu kadar zaman harcadıysak, gerisi..." diyen Arslan, geri çekilip önüne döndü. Ne yapsaydılar acaba? Sakin yaklaşınca, becerememişlerdi. Bir anda mı olsaydı? Bir de onu denemek isteyerek tekrar karısına döndü ve ansızın dudaklarına yapıştı. Uzun öpücüğü, nefes almak adına sonlandığında, tekrar yanağına yediği tokatla şaşkınlığa uğradı. "Ayşegül, tokat yok demi