Acılar içinde yaşanılan bir şöhretten daha kötü ne olabilir ki şu yalnızlıkta. Sabah uyandığında, o her zaman duymayı beklediğin yağmur sesi artık doldurmuyorsa kulaklarını, geriye hiçbir şey kalmamış demektir. Hayatının ortasına bırakıp gittikleri bir yabancının sesiyle her gün imtihan olurken Nazlı, bütün yaşantısının altına üstünü getirdikleri bu yabancıya savaştıkça yenilir. Ellerinden kayıp giden hayatının arkasından bakarken sildiği göz yaşları bütün okyanuslardan daha derindi. Nazlı ve Korhan. İkisi de çırpındıkça verdikleri mücadelenin içinde kaybolup, hiç beklemedikleri ve kaçamadıkları bütün o anların esiridirler.
Ben Nazlı?
Ben Korhan?
"Tut beni! Benim sensizlikle geçirecek tek bir günüm dahi yok"
Savaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun.
Bir de yeni okuyanlar için kitap olacaktır. Şimdiden söylemek istiyorum finali burada yayınlanmayacaktır.
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum...
"1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak sanması ile gideceksin."
Bunu diyen bir ağaya ne kadar güvenilir ki
Sevgiyi hiç tatmamış bir kız esir olduğu bir ağaya aşık olabilecek mi...
Kalbi kırıklarla dolu 22 yaşında genç bir kız ve Mardin'in aşiret ağası.
Berdele kurban gitmiş iki genç, iki deli yürek...
Her genç kızın hayaliydi beyaz atlı prens, peki ya bu sadece hayallerden ibaret ise.
Kuma kitabı değildir...
6 Eylül 2021
Telif hakları kesinlikle saklıdır.