Herkesten kaçmak ve uzaklaşmak için geldiğim bu yerde kendimle yüzleşeceğimi bilsem adımımı dahi atmazdım o evden. Çıkıp gitmez, odamın bir köşesinde sessizce ağlar yalnızlığıma sarılırdım. Tüm eşyalarımı küçük bir valize sığdırdım. Onca hevesle aldığım tüm eşyalarım küçücük bir valize sığınca anladım tüm heveslerimin ne kadar gereksiz ve yalandan ibaret olduğunu. Şimdi bu yıkık dökük evde tek başıma otururken sehpanın üstündeki suyu almaya bile mecalim yok. Boğazımdaki yumrunun bir yudum suyla geçeceğini bilsem ırmakları bile avcuma alır içerdim. Ama geçmeyeceğini biliyorum.