Elini yerdeki adama uzatırken kılıcım adamın boynundaydı. "E-Elini tutmalıyım." "Korkuyor musun?" Cevap vermedi. Elimi uzattım. Sıkıca tuttu. Diğer elini diz çökmüş adama doğru uzattı. "Ölmeyecek." "Ben boynunu kessem bile mi?" Kafasını olumlu anlamda salladı. Parmağının ucundan beyaz-sarı tozlar havaya uçuşurken kılıcımı adamın boynuna bastırdım. Uzun bir çizik attım. Adam titrek göz kapaklarını kapatarak geriye doğru düştü. "Hani ölmeyecekti." Boynundan akan kana bakarken kızın elini elimden çektim. "Yalancı velet. Sana inandığıma inanmıyorum. Götürün şunu yanımdan." Kız yutkunurken askerler kızın kollarını tuttu. Kız ifadesiz yüzüyle yerdeki adama baktı. "O ölmedi. Kontrol etmelisiniz." Adamın karnına bir tekme attığımda gözlerini birbirine daha çok bastırdı. Anlık bir hareket olsa da fark edebilmiştim. "Yaklaşma. Calius uzak durmalısın." Yüzüne bakarken adamdan uzaklaştım. Askerlerimden birine kafamla işaret ettim. Eğilerek adamın boynuna dokundu ve kesiğe bastırdı. Adam gözlerini hırsla açarak askerin üstüne atladı. Bana da öyle yapacaktı demek ki. Kızı tutan askerlere baktım. "Kızı bırakın." Kılıcımı kınına yerleştirdikten sonra kıza yaklaştım. Elimi saçlarına koyup okşadım. "Aferin."