Burnuma gelen vanilya kokuları içimi açarken attığım adımları sıklaştırıyordum. Eve yetişmem gerekiyordu, zaten yeterince geç kalmıştım. Hızla önüme bile bakmadan koşarken annemden yiyeceğim azarı düşünüp hayıflanıyordum. Tam o sıra bir şey oldu. Ben önüme bile bakmadan koşarken bir kol beni kendisine doğru çekti ve gözlerini gözlerimle buluşturdu. O güzel eşsiz kokusundan bile tanıyacağım insan gözlerini gözlerime kenetlemiş sorgularcasına bana bakıyordu. O saniye ne yapacağımı bilemedim. Elim ayağıma dolanmıştı. Arda Abi benim gözlerimin içine bakıyordu. Yıllardır aşık olduğum, yollarını gözlediğim adam bana bakıyordu. Anın büyüsüne kapılıp belime koyduğu ellerinin üzerine ellerimi koydum. Aralıksız bakışarak konuşurken hiç beklemediğim bir ses duyuldu.
Abim! Abimin sesi.
Burası Vanilya Sokağı'ydı. İnsanların birbirini öldürdüğü, savaştığı, kadınlara zarar veren toplumdan uzaklaştığı; birbirlerine destek olup yaralarını sardığı, sevgi ve saygıyı her haliyle hissedeceğiniz bir sokaktı. Dostluğuyla, çocukluk aşklarıyla , sevgisiyle ve o eşsiz kokusuyla adeta bir yuvaydı.
Peki sen de bu yuvanın bir parçası olmak ister misin?
Savaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun.
Bir de yeni okuyanlar için kitap olma ihtimali vardır. Şimdiden söylemek istiyorum.
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum...
"1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak sanması ile gideceksin."
Bunu diyen bir ağaya ne kadar güvenilir ki
Sevgiyi hiç tatmamış bir kız esir olduğu bir ağaya aşık olabilecek mi...
Kalbi kırıklarla dolu 22 yaşında genç bir kız ve Mardin'in aşiret ağası.
Berdele kurban gitmiş iki genç, iki deli yürek...
Her genç kızın hayaliydi beyaz atlı prens, peki ya bu sadece hayallerden ibaret ise.
Kuma kitabı değildir...
6 Eylül 2021
Telif hakları kesinlikle saklıdır.