Burnuma gelen vanilya kokuları içimi açarken attığım adımları sıklaştırıyordum. Eve yetişmem gerekiyordu, zaten yeterince geç kalmıştım. Hızla önüme bile bakmadan koşarken annemden yiyeceğim azarı düşünüp hayıflanıyordum. Tam o sıra bir şey oldu. Ben önüme bile bakmadan koşarken bir kol beni kendisine doğru çekti ve gözlerini gözlerimle buluşturdu. O güzel eşsiz kokusundan bile tanıyacağım insan gözlerini gözlerime kenetlemiş sorgularcasına bana bakıyordu. O saniye ne yapacağımı bilemedim. Elim ayağıma dolanmıştı. Arda Abi benim gözlerimin içine bakıyordu. Yıllardır aşık olduğum, yollarını gözlediğim adam bana bakıyordu. Anın büyüsüne kapılıp belime koyduğu ellerinin üzerine ellerimi koydum. Aralıksız bakışarak konuşurken hiç beklemediğim bir ses duyuldu. Abim! Abimin sesi. Burası Vanilya Sokağı'ydı. İnsanların birbirini öldürdüğü, savaştığı, kadınlara zarar veren toplumdan uzaklaştığı; birbirlerine destek olup yaralarını sardığı, sevgi ve saygıyı her haliyle hissedeceğiniz bir sokaktı. Dostluğuyla, çocukluk aşklarıyla , sevgisiyle ve o eşsiz kokusuyla adeta bir yuvaydı. Peki sen de bu yuvanın bir parçası olmak ister misin?
3 parts