Heyecanlı ve aceleciydim ilk kez görecek gibi. Ve gördü beni, o kahverengi gözleri önce şaşkınlıkla sonra sevinçle kaplandı ama bu duygularını bana yansıtmazdı. Ağzımdan sadece ismi çıkabildi
"Aral",
"Afitap" dedi. Nefesim kesildi, kalbim daha hızlı atmaya başladı. Sanki ihtiyacı olan şey buymuş gibi.
Hızlıca yanına gidip sarıldım. Hala şaşkındı "Geldin" diyebildi sadece. Geçmişini unutturmaya, yaralarını sarmaya geldim diyemedim.
"Geldim, sadece sana, her zaman sana..."
Sevmediğiniz yüzünü dahi görmediğiniz bir adamla evlenmek nedir bilir misiniz?
"Abi yapma kurbanın oluyum!"
Ağlayan gözlere abime baktım, baba yarıma en değerlime.
"Ben diyeceğimi dedim, iste yada isteme Azad'la evleneceksin Evin."
...
Mutfağa girip elerimi tezgaha yasladım. Arkamda hissettiğim kara gölge ile kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Uzun boylu, kumral özenle şekillenmiş saçları, yeşil ormanı andıran gözleri ile karşımda duran adama baktım.
"Ne işin var senin burda?"
Elerini cebine koyup rahat bir ifadeyle parmak uçlarında yükseldi.
"Müstakbel karnımı görmek istemiş olamamı?"
Sinirle burnumdan soludum.
"Ben senin o tanıdığın kızlara benzemem bir tane çarparım ağzının üstüne!"
Yeşil hanelerini kısarak baktı yüzüme.
"Bu sözlerini sana yerdireceğim zamanı iple çekiyorum Ceylan gözlü."
Sonda kullandığı hitapla dudaklarımı yaladım. Gözleri dudaklarıma kayınca vücudum gerilmişti...
(İmdadım kitabımı okuduktan sonra bu kitabıma okumanızı tavsiye ediyorum kafanızın karışmaması için.)
Evin ve Azad
(kurgu; yetişkin içerik bulundurur.)