"Tik tak, geçmiş geçmemiş; geleceğe yazılmak istemiş.
Gün gelmiş, kayıplar yaşanmış,
Göğüs kafesi boşluğunda asılan bedenler çoğalmış.
Tik tak, ölümün nefesi ensende;
Kaç, arkana bakmadan,
Koş, onun elini bırakmadan."
Hayatında kayıpları olsa da, mutlu bir çocukluk geçirdiğini düşünen Alina Alabarda, Boğaziçi üniversitesi ve MIT yazılım bölümü mezunudur. Ailesi sayesinde çalışabileceği çok güzel yerler varken kendini bulma ümidiyle çıktığı yolculukta hiç beklemediği bir yerde durmuştur. Durduğu yer, çok tehlikelidir; ölüm her an enselerindedir. Bu Alina'yı durdurmaz, orada elini sıkıca tuttuğu kişinin elini asla bırakmaz. Gün geldiğinde kabusları gerçek olduğunda, elini tutan elden başka kimsesi kalmadığını düşünür, aslında çok yanılır. Derin devlet, görevler ve emirler Alina'ya çok yabancı olsa da, zamanla buna alışacağını düşünmekten başka çaresi yoktur. Girdiği yerden, yara almadan çıkış yoktur. Ve yara açıldı mı, bir daha hiç kapanmaz; üstü örtülse de, kanar da durur hiç dinmez.
"Kelebeğim," dedi, bir adım attı.
"Neden," dedi, bir adım daha attı.
"Konuşmuyorsun?" deyip üstüme doğru koşmaya başladı.
Ağzımdan çıkan çığlık yeri göğü inletmişti.
Muhabir kız ve seri katil erkek arasında geçiyor. İnci gazetecilik bölümü okuyan biri ve o zamanlar baya bir katil haberleri olduğu için hocası ileride bu tür haberleri nasıl tanıtacağını merak edip katil ve katilin işlediği cinayeti tanımasını ister ama bilmiyordu ki bu haber İnci'nin dönüm noktası olacaktı.
NOT: Kitap düzenlenecek. Kitapta ki anlatım bozukluğu, imla hatalarını ve son olarak noktalama işaretlerini göz ardı edin. Kitap hakkında eleştirilerinizi ınstagram sialyc_offical hesabına yazın.