İstanbul'un yağmurlu bir gecesinde yağmur değilde , insanların günahları üstümüze yağıyordu sanki.
Hani derler ya fırtınadan önceki sessizlik aynı onun gibiydi her sokak , ya da ben öyle hissediyordum
Elimdeki kanlı bıçak ve önümdeki kızın heryeri kanlı cesedine baktım birkez daha
Birşey değişmiş miydi ? Hayır , geçeceğini sandığım o hırs , kin , öfke hala içimde duruyordu ne biraz azalmış nede biraz artmıştı .
Ama artık yapılabilecek birşey yoktu olsa bile yapmazdım yine kinim, öfkem ve sinirim önüne geçerdi
Bu düşüncelerimi bozan uzaktan gelen siren sesleri oldu , gitme zamanı gelmişti .
Kanlı kıyafetlerimi çıkartıp yerine klasik her zaman giydiğim bir takım ve trençkot giydim üstümdekileri ise yarısı dolu olan çantaya koydum aynı zamanda çantadan dikenli siyah bir gül çıkarttım ve kızın cansız bedeninin üstüne koydum şimdi herşey hazırdı .
Kırmızı deri eldivenlerimi çıkartıp trençkotumun cebine koydum ve elime telefonumu alıp oradan uzaklaşmaya başladım .
"Kelebeğim," dedi, bir adım attı.
"Neden," dedi, bir adım daha attı.
"Konuşmuyorsun?" deyip üstüme doğru koşmaya başladı.
Ağzımdan çıkan çığlık yeri göğü inletmişti.
Muhabir kız ve seri katil erkek arasında geçiyor. İnci gazetecilik bölümü okuyan biri ve o zamanlar baya bir katil haberleri olduğu için hocası ileride bu tür haberleri nasıl tanıtacağını merak edip katil ve katilin işlediği cinayeti tanımasını ister ama bilmiyordu ki bu haber İnci'nin dönüm noktası olacaktı.
NOT: Kitap düzenlenecek. Kitapta ki anlatım bozukluğu, imla hatalarını ve son olarak noktalama işaretlerini göz ardı edin. Kitap hakkında eleştirilerinizi ınstagram sialyc_offical hesabına yazın.