Asker- Doktor kurgusu.
Kalbi gerçeklerle yüzleşmiş bir kızın kötü olabilme ihtimali var mıdır?
Dışarıdan istediğin kadar güçlü, kusursuz durursan dur, bir gün geçmişinle yüzleşmek zorunda kaldığında yıkıldığına şahit olacaksın.
Ben Damla. Damla Evran. Kalp cerrahıyım ve işimin anlamının güzelliğini taşıyarak çalışıyorum.
Ben hastalarıma bakmayı seviyorum çünkü onlar açmadıkları yaralarımı sarıyor. Bende onlarınkini.
Ama bir gün hiç ummadığım bir şey oldu.
O geri döndü. Hemde ben onun yokluğuna alışmışken döndü.
"Abim geri döndü..."
***
Elimde eski, ağır bir çakmak vardı. Parmaklarımın arasında oynarken alevini yaktım. Küçük bir ışık huzmesi odanın karanlığını kırdı.
"Bak," dedim, çakmağı ona doğru kaldırırken, "Yanıyor ama ne kadar titrek olduğunu görüyorsun, değil mi? Sanki her an sönecekmiş gibi."
O, bir süre sessizce alevi izledi. Sonra gözlerini bana dikti. "Ama sönmüyor," dedi kararlı bir sesle.
Başımı salladım. "Peki, ya içindeki gaz biterse?" diye sordum.
Bir an sustu, sanki doğru kelimeleri seçmeye çalışıyormuş gibiydi. Sonunda, yavaşça konuştu:
"İçindeki gaz bittiğinde, bu çakmak sadece bir metal parçasına dönüşür. Ama onun bir çakmak olduğunu bilirsin. Yine de yanabileceğini bilirsin. Çünkü bir şeyin işlevini kaybetmesi, varlığını kaybetmesi anlamına gelmez. İnsanlar da böyle. Bazen tükenmiş hissederiz. Ama tükenmek, bittiğimiz anlamına gelmez. Sadece yeniden dolmamız gerekir."
Bu kurguda olan olaylar, karakterler tamamen hayal ürünüdür.
Yayınlanma tarihi: 19.05.2023
Yeniden yayınlanma tarihi: 18.11.2025
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...