Sevdiğin adamın artık seni sevmediğini hissedersin ve o an artık nefes almanın senin için bir değeri kalmaz. Yutkunamazsın, konuşamazsın, anlatamazsın Anlatsan anlamazlar, Gülemezsin gülsen mutlu sanıyorlar, Ağlayamazsın ağlasan güçsüz sanıyorlar. Onun hayatında artık yoksundur buna inanamazsın. Bir kâbus gibidir. Sanki dünyaya ait değilmişsin gibi hissedersin. Susarsın susmak bile can yakar. Nefes almak bile istemezsin. Aslında artık ölmüşsündür. Nefes alsan bile ölüsündür kimse anlamaz. Derdini anlatırsın, anlamazlar, gülüp geçerler, sen kendi içinde paramparça olursun, her gece gözlerin şişene kadar ağlarsın ama kimse anlamaz. Hani derler ya “herkesin derdi kendine “ aynı öyle işte kimse derdini anlamaz derman olamazlar. Bana en iyi gelen şeylerden biriydi her gece kendi kendime ağlarken içimdekileri deftere dökmek beni en iyi günlüğüm anlıyordu yazıyordum sessiz sessiz dinliyordu. Ben ve yalnızlığım vardı uzun zamandır. Kimselere vermek istemediğim, bir türlü güvenemediğim bir kalbim vardı benim. Sen girdin hayatıma birden bire hiç beklemediğim bir anda. İzinsiz bir yolcu gibiydin, ben ise birçok zaferler kazanmış ve birçoğuna geçit vermemiş bir bekçi. Karşı koymak istedim diğerleri gibi. Ama bu sefer olmadı işte yapamadım, durduramadım seni. Bir şekilde dokundun kalbime ben istemeden. Sonra bir çocuk buldun bende daha benim bile bilmediğim, tanımadığım. Varlığından bile habersizdim oysa onun. Çok korktum ondan, çekindim çünkü o daha sadece küçücük bir çocuktu ve beni değil seni dinliyordu. Saf, tertemiz, dürüst, düşünmeden hareket eden, yalan nedir bilmeyen ve senden başkasını görmeyen bir çocuk. Ben yoktum artık bedenimde bir başkası vardı ve beni o yönetiyordu. Bu çocuk senindi ve korkarım senin kollarında büyümek istiyordu. Güvenebilirdin ona sarılabilirdin sıkı sıkı zaten gitme yede pek niyeti yoktu. Oysa sen güvenmedin ona beklide güvenmek istemedin, onun yerine oyunlar oynamayı seçtin...