32 parts Complete MatureBirden yolun ortasında bir siyah jeep belirdi.
Ardından diğerleri.
"Tuzak."
Silahlar doğrultuldu.
Karanlık çöktü, kurşunlar havayı yırtmaya başladı.
Ozan'ın adamlarıydı. Bunları nerde görsem tanırdım.
Sinan'la ortak olduklarını çoktan biliyordum. Bir kurşun başımın yanından geçti.
Kadir ateş etti ve biri düştü. Her şey saniyeler içinde oldu.
Arabanın önünü kesen o ilk jeepin ardından, iki araç daha çakıl gibi yola savruldu.
Kapılar açıldı. Adamlar dışarı taştı.
Silahlarını kuşanmış, yüzleri maskeli.
Hepsi savaşmaya hazırdı.
Ve biz?
Biz zaten savaşın ortasında doğmuştuk.
"Siper alın!" diye bağırdı Faruk.
Ama çok geçti.
Kurşunlar havayı parçaladı.
Metal bir ses kulaklarımı deldi, ardından camlar patladı.
Eğildim. Kadir arka kapıyı açıp makineli tüfeği dışarı çıkardı.
Ahmet çoktan yerdeydi, sırtını arabaya yaslamış, gözleri hedefe kilitlenmişti.
Tak tak tak!
Kurşunlar çevremizi sardı.
Bir adam Faruk'un omzuna isabet aldı, geriye doğru savruldu.
Faruk "Siktir..." diyerek yere düştü.
"Devam et!" diye bağırdı ardından.
"Karan, ne olursa olsun devam et!"
Onu orada bırakmak...
Zorundaydım.
Çünkü irelide daha işimiz vardı. Bu koca adamı az arkada bırakmamıştım...
Bu lanet adamlara oyalanamazdık.
Birden sağ taraftan bir patlama sesi geldi.
Karşıdaki araçlardan biri alev aldı. Bizimkiler işini iyi yapıyordu.
İçindekiler kaçmaya çalışırken üstlerinden kurşunlar yağdı. Ozan'ın adamlarıydı. Diz çökmüş bir köpeğin sabrı kadar sinsilerdi. Ama biz su kadar durgun, kurşun kadar deliciydik.
"Ozan. Lan... OZAN!" Diye bağırdım. Burada olduğunu bilmiyordum. Ama yinede bağırıyordum.
Çilay senin, Karan da benim mi demişti Sinan'a?
Bu neydi? Bir pazar mı?
Kimi sevip kimi öldüreceklerine karar verdikleri bir kumar masası mıydı bu?