İncirlidere adlı Ege kasabasına yeni atanan öğretmen Selim, zamanla mahalledeki gençlerle arkadaş olmuştu. Fakat bu gençlerin arasındaki uzun boylu, kara gözlü Yusuf'un, Selim'in akide şekerleri, tütün kolonyaları, çakmaklar ve kalemler satın aldığı Yusuf'un, kendisini çılgına çevireceğinden, onu bir fırtınaya katacağından, esrarlı bir aşk deryasına hapsedeceğinden; onun Selim'in kederi, ızdırabı, günahı ve arzusu olacağından, Ateş Yusuf lakabının hakkını vereceğinden habersizdi.
"Ben Yusuf'sam sen düştüğüm kuyusun."
!+18
!bxb
210423
Daima kaçmak zorundaydım; sorunlarımdan, duygularımdan, gördüklerimden, duyduklarımdan, hatalarımdan ve geçmişimden. Şimdide ondan kaçıyordum. Korktuğumdan değil, korkuyu kolay kolay hissedebilen bir insan olmamıştım hiçbir zaman. Benim kaçtığım, ona yapabileceklerimdi. Onu öldürmekten kaçıyordum ben. O ise bile isteye celladına yürüyordu.
"Ziyan olduk, Firuze. Ziyadesiyle ziyan olduk."