Onu bulabilmek için tüm sınırlarımı zorladım. Bir ülkeyi daha zor tanıyorken ben, onu bulabilmek için başka bir diyarda nefes aldım. O bir sanatçıydı ve en iyi yaptığı şeylerden biriside; tablolarını satışa sunmaktı.
Ben onu göz göre göre bulamayan bir beceriksizin tekiydim. Ulaşılması çok zor bir adamı, dünya sergisinde kolundan tutmayı beceremeyen bir salaktım. Onunla bir dakika bile konuşmak, beni her anlamda cennete ulaştıracakken, onunla denk gelemeyişim kaderin bana oyunuydu.
En iyi yaptığı şey, resim çizmek ve kendi monoloğunu tuvale yansıtmaktı.
Unuttuğu şeylerden biriside; asıl tabloların içine gömülen adam, o olmuştu. Çünkü ben, ona göz göre göre sahip olamadım. Onu yakalayamadım ve kader her defasında onun sadece bir tablonun içindeki yabancı ve halüsinasyon olduğunu bana binlerce defa hatırlattı. İstediğim tek şey onun ismini ağzımdan bir kez olsun, yüzüne söyleyebilmekti. Onunla yan yana durabilmek ve o inanılmaz gözlerine bakabilmekti.
Aynı dünyanın içerisinde birbirimizi bulmak çok zordu. Ama aynı münazaranın içerisinde olduğumuz halde bile onu bulamamıştım. O bir kaçıktı, ben de aşık.
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır.
Duru amacına ulaşır fakat bilmediği şey ise seçtiği adamın karanlık dünyasıdır.