Merhaba, ben Kardelen Çağlayan 21 yaşındayım . Fakat bu yaşıma kadar hiç güzel duygu tatmamış, canım yakılmıştı. Bunu sana anlatırken bile gözlerim yaşarıyor, o günlere sanki yeniden dönüyor gibi hissediyorum. O günleri unutmak için nelerimi vermezdim, canımın yanışları aklıma kazınmıştı sanki. Adeta elim kolum bağlanmış gibi hissediyordum haraket etmek istiyordum ama hiçbir şey yapamıyordum, yerimde kaskatı kesilmiş gibi hissediyordum.
Ben neden mi böyle bir haldeyim? Çünkü geçmişteki o küçük, tatlı bir o kadar da asi olan o kız benden en sevdiğini istiyor. Ama bu parayla satın alınacak bir şey değil, oyuncak bebekte değil. O sevgi istiyordu, benden sadece onu mutlu edecek bir şey yapmamı istiyordu. Bu yapacağım şeyden sonra hâlâ neden beni rahat bırakmıyordu, neden hala benim canımı yakıyordu?
Bu istediğini ona verirken ne kadar zorlanmıştım, ama yinede elimden geldiğince vermiştim. Ama o çocuk, o ufaklık daha fazlasını istiyor, her gün istekleri daha fazla artıyordu. Ben ona istediklerini verdikçe daha fazla canımı yakıyordu, beni eskilere geri döndürüyordu. O hiç bir türlü mutlu olmuyordu....
Ares, sert ve soğuk bir gençtir. Elzem ise dilsiz ve içe dönük bir çocuktur. Sınıfa yeni katıldığında, Ares ona mesafeli yaklaşır, ancak Elzem'in naif ve sabırlı tavırları zamanla Ares'in kalbini yumuşatır. İki zıt karakter arasındaki bu ilişki, birbirlerini anlamaya ve içsel yaralarını iyileştirmeye yönelir. Ares, Elzem'in sessizliğinde kendi duygusal boşluklarıyla yüzleşirken, Elzem de Ares'in içindeki acıyı fark eder ve bir bağ kurarlar.