"İnkar etmeye devam mı?" Kerem'in sorusuyla kaşlarımı çattım. "Neden bahsediyorsun?" Sorgularcasına Kerem'e bakıyordum. "Benden hoşlanmadığını söyleyebilir misin?" Söylerdim? Söyleyebilirdim. Dilim tutulmuştu sanki. Söyleyemiyordum? "Senin bana gönlün var gibi gibi." Yanımızdan geçen arabada çalan Barış Manço uymuş muydu şimdi tam olarak buraya. O an her şey yok olmuştu sanki. Sadece o ve ben varmışız gibi. "Belki de öyle, gibi gibi." dediğim şeyle gülümsemesi büyümüştü. "Ben de öyle gibi gibi." Dalga geçerek söylediği şeye gülümsedim. Öyleydi gerçekten, gibi gibiydi.