Ben LalisaManoban.
25 yaşında, Esenyurt'ta bir anaokulunda sekreterlik yapıyordum. Uzun, kalın bukleli, kıvırcık kahverengi saçlarım vardı. Saçlarım belime iniyordu. Gözlerim oldukça büyük mavilere sahipti. Yüzüm yuvarlak, tenim ise beyaza yakındı. Büyük dudaklara, düz bir burna sahiptim. Kuru, cılız denilecek bir bedenim, gür bir sesim vardı. Alnımda belirgin kırışıklıklarım, boynumda kendini belli eden bir benim, üzerimde kareli kahverengi beyaz kabanım, içinde bordo boğazlı kazağım, altımda buz rengi kot pantolonum, ayağımda siyah bileklere kadar olan bir botum vardı.
7 Ocak sabahında ; Esenyurt'ta karlı bir fırtına ortasında yüzlerce insanın ortasında kaçırıldım.
Beni kaçıran adamın yüzü görünmüyordu. Simsiyah gözleri vardı. Siyah bir atkısı, siyah bir montu ve atkısı. Yine siyah olan bir şapkası. Lacivert bir kot pantolonu ve kahverengi bir botu vardı.
Kimse görmek istemedi.
Kimse duymak istemedi.
Kimse sorumluluk almak istemedi.
Kimse şahit olmadı.
Siz olun.
Lütfen.
ᴥ
Bana emir verme Komutan!.
Ben senin askerin değilim. dedim bağırarak.
dahada sinirlenmişti yumruğunu dahada sıktı sözlerime karşı.
Tim bizi izliyordu dikkatlice, gözlerini gözlerime kilitlemişti, kırpamadım gözlerimi.Kaskatı kesilmişti, gözleri alev saçıyordu, dişlerini sıktıkça yüz hatları dahada belirginleşiyordu.
derin bir nefes aldı yumruğunu serbest bırakarak yanıma yaklaştı,
kafamı yukarı kaldırdım , tekrar birleştirdi yeşil gözleriyle gözlerimi.
-Emirlerime uymak zorundasın Asker.
dedi kalın ses tonuyla,sesinde asla tereddüt yoktu...
ve uzaklaştı bedenimden konuşamadım öylece baka kaldım ,beni etkisi altına almıştı gözleri...