1919 İzmir
İşgalin getirdiği yıkımın ortasında bir Türk kızı ve bir Yunan askeri...
Biri, toprağını koruma mücadelesi veren bir halkın sesi; diğeri, zaferin gölgesinde kaybolmuş bir vicdan.
...
"Biz düşmanız" dedim kendimi dikleştirip gözlerine kararlılıkla bakarken. Sonra devam ettim.
"Sen benim topraklarımı işgal etmek için geldin. Her adımında benim topraklarıma basıyor, her silahını benim halkıma sıkıyorsun. Biz sizin yüzünüzden acı çekiyoruz. Kalbimde düşmanlık varken sevgiye yer yok"
O sessizliğini korurken ben devam ettim.
"Ben savaşın yıktığı, düşmanın çaldığı bir hayatın içindeyim. Aşk dediğin şey bu gerçeği değiştirmez. Sen benim düşmanımken seni sevemem, sana bakamam, inanamam"
Bugüne kadar sadece nefret ve tiksinti duyduğum düşmanın derin bakışlarından bu sefer kaçamadım.
"Savaş" dedi. Sesi beklediğimden daha yumuşaktı bu kez.
"Bizi ayıran bir duvar olabilir ama benim kalbim bu duvarı aşacak kadar güçlü. Senin varlığın bu kaosun ortasında bana barışı getiriyor Firuze. Gözlerinde gördüğüm şey tüm sınırları ve düşmanlıkları silmeye yetiyor. Belki inanmıyorsun ama sana olan sevgim savaşın çok ötesinde."
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024