"Sesimi duyan var mı?"
Mana dört yaşındaydı.
Bir salıncak, bir fısıltı ve ardından büyük bir sessizlik...
Yıllar sonra, geçmişin kapısı yeniden aralanıyor.
Çocukken kaybettiği bir arkadaş, susturulamayan bir ses ve cevapsız kalan bir cümle:
"Beni bekle."
Mana, yetişkinliğinin tam ortasında, geçmişin gölgesinde bir iz sürmeye başlar.
Bir yabancı çıkar karşısına.
Tanıdık bir bakış.
Ama adı başka.
Söylenmemiş her şeyin altında yankılanan bir soru:
"Tanıyor muyum seni?"
"Sesimi Duyan Var mı?", yarım kalmış bir hikâyenin, yeniden yazılma çabasıdır.
Bazen enkaz alt ında kalan sadece bedenler değil, duygular olur.
⸻