"Geceler boyu oluşan sessizliğin devamı bir ezinç gibi geliyordu."
Hayatın ince detayları barlar sokağında görülür,
her sokak başında arsızca öpüşen insanlar,
her bar kapısında kesintisiz içen sarhoşlar ve eğlendiklerini sanan bedbaht beşerler,
içeriden gelen ekşiliğin kokusu ve kulakları çınlatan müzik sesleri,
gecenin sessizliğinin ardından gelen uğultular...
İnsanların kolayca mutlu olabildiği bu küçücük dünyada bilmedikleri tek şey aldanmak.
Ailesini kaybettikten sonra hayatı altüst olan Miray uzun süredir yaşadığı acılarla meşgul. Bu hayatta diğer insanları mutlu eden küçük şeylere gebe kalan bir kıtlık içinde. Çevresinde mutlu olmaktan haz aldığı şeyler birden griye dönmüş ve böyle bir azap içindeyken umduğu tek şeyin acılarından ilham alabileceği bir umut.
İnsana ait yedi temel duygulardan altısı Behram'a sorulur. Mutluluk, öfke, üzüntü, hayret, tiksinme ve küçük görme. Yedincisi neden mi yok ? Her girdiği yeri kendi malı sanıp, başkası girmeye çalışınca da şahlanıp kendini koyunlarını korumaya çalışan merdümgiriz. Ve bir o kadarda mütevazı. Yedinci duygu, ona kaybettiği yılları geri verecek mi ? Behram'ı hiç olamadığı bir serüvene sürükleyen duygunun adı "KORKU"
Aşkın esiri olmaktan daha büyük bir acı yok.
İmkansız olana inanmıyorsanız durup bir kez daha düşünün...