Boğazına takılan geçmişle yutkunamayan Efruz Avcıbay, bir yılbaşı gecesinde işleri daha da çıkmaz yola sürükleyeceğini bilmeden yaralarını sarmak ister. Arkadaşları zannettiği kişilerin arkasından keskin hançerlerle vücudunu delik deşik ettiği, düşmanı sandıklarının görünmez fedaileri çıktığı ve tanımadığı insanlarla geçmişinin yapbozlarını tamamlayan Efruz, kendi etrafında dönen oyunların farkına varır. İlk başta hafızası, kara kalemle üstünü karaladığı geçmişini siyah bir silgi ile temizleyip gün yüzüne çıkardı. Taze kanı akıtılmış yaralarının üstüne ifadesizlikten bir kabuk bağladı. Sonra geçmişte yaşadığı ve yaşattığı hayal kırıkları şimdiki geleceğe kadar ona bilenip, kırık cam parçalarından daha keskin ve delici bir halde karşısına çıktı. Yıllarını vererek bağladığı kabukları tek tek soyuldu, yüzüne bir deri gibi giydirdiği ifadesizliği parçalandı, zayıf yaralardan kızıl kanlar akıtılmaya başladı.
Beşinci salonda ve on beşinci seansta hapsolduğu on üç, sonlarını belirleyecek olan Vazir ile on dört kişilerdi. Yaralar açıldı, hepsi birbirinin yarasına tuz gibi bastı geçmişi. Şüphesiz geçmiş, tuzdan daha çok yakar, kavurur ve acıtırdı.
Herkesin çektiği acı kendisine en büyük acıydı. Hepsi en çekilmez ve en ağır cezayı kendisinin çektiğini düşünürken içlerinden ikisi asıl cezayı çekiyordu.
Efruz Avcıbay ve onun ismi gibi yakıp kavurduğu Barlas Karova.
İsimler kaderi mi yazardı yoksa isimlerin sahipleri kaderi mi yaratırdı?
Sahi, isimleri ilk kullananlar mı yazmıştı diğer insanların kaderini?
***
Oluşturulma Tarihi; 18/06/2020
İlk yazım tarihi 16/09/2022
İlk yayım tarihi 13/05/2023
Bu hikayedeki kurum ve kuruluşlar başlı başınca bir kurgudan oluşmaktadır!!
(Ç)alıntı yapılması durumunda uyarı yapılmaksızın gerekli işlemler yürürlülüğe
Birce Sağlam, Diyarbakır'da görev yapan bir Türk askeridir. Kendisine gelen telefonla, ''Pençe'' isimli özel bir time alındığını öğrenir. Görev için gittiği Hakkari'de hayatının aşkını bulacak, aynı zamanda geçmişten gelen bir gölgeyle savaşacaktır.
"Bir ülkü uğruna geçen bunca sene, bir ülke uğruna çekilen bunca çile. Sen asker, bu bayrağın alltında nefes aldığın sürece, değişemezsin şu Türklüğünü hiçbir şeye."