PSİKOZ

Anıl, geçmişteki derin yaralar, travmalar ve bastırılamayan duygularla yaşayan tehlikeli bir adamdır. Lina, onun hayatını istemeden de olsa dokunduğunda, Anıl için bir takıntı haline gelir. Fakat bu, sıradan bir saplantı değildir. Lina, onun için bir kurtuluş, bir anlam, hatta bir sahiplik simgesidir.
Anıl'ın geçmişi, yalnızca bir psikolojik bozulmadan ibaret değildir. O, zalimliğin içinde büyümüş, büyünün ve ölümün gölgesinde yaşamış, insanın ruhunun ve karanlığının yanlarını keşfetmiş biridir. Onun dünyasında acı, yalnızca bir duygu değil; bir gerçektir. Ve Lina, onun saplantılı zihin dünyasında, hem bir kurtarıcı hem de kaçınılmaz bir hedef haline gelir.
Ancak Lina da sıradan biri değil. O, yalnızca sıradan bir hemşire değil; etik değerlere sıkı sıkıya bağlı, cömertliğiyle hareket eden, ancak tehlikeye yaklaştıkça kaçmayan biridir. Anıl'ın ayrışmasıyla, onun zihninin karmaşıklığı ile yüzleşmek zorunda kalır. Bir insan ne zaman bir canavara dönüşür? Kötülüğün sınırı nerede başlar, nerede biter? Sevgi ile hastalıklı bir bağ arasındaki fark ne kadar incedir?
"Psikoz" , sadece bir aşk ya da gerilim hikayesi değil, aynı zamanda insanın doğasına dair derin bir sorgulamadır. İyilik ve kötülüğün arasındaki çizginin nasıl silikleşebileceğini, takıntının nasıl bir saplantıya ve sonuçta bir oyuna dönüşebileceğini anlatan bu roman, okurlarını derin bir psikolojik girdaba sürüklüyor.
Gerçekten birini sevebilir misin? 
Ya o kişi, seni öldürebilecek biriyse?
.
.
.
Şiddet, cinayet ve cinsel ögeler içerir rahatsız olacaklar okumasın.