Ruhu esir eden, kendisidir.
Bağ kurduklarına, bağlandıklarına esir olur. Duygularıyla bağlanır, alışkanlıklarıyla, düşünceleriyle, geçmişiyle, geleceğiyle...
Sonrasında ardında bırakmak istediği her tutsaklık, beraberinde bir parçasınıda götürür.
Kendinden bir parçayı koparmak acı veren, acıyı derinleştirendir.
Bu yüzden; her kurtuluş, her vazgeçiş, her ayrılış bir acıdır.
Öyle ki ruhlar, acıyla özgürleşir.
Ve esaret altında olan her ruh bu özgürlüğe hazırlıksız yakalanır.
Bu kopan bağların acısını kaçarak yaşarlar.
Ta ki kaçamayacaklarını anladıkları ana kadar.
'Ve bugün içimdeki yangına ortak olduğunda, o
ateş göğsümü yakmadı: Bir kez daha içimi ısıttı.'
---
15.05.23 🤍
"Ama bilmelisin; Sarraf tüm değerli taşları satar, bir tek Yakut'u kendine saklar."
-
Birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı ve korkup uzaklaştığımızda bağımızı yitirdik.
Geri döndük, kazanacağımızı sandığımız her an kaybederek inancımızı yitirdik.
Birbirimizi yitirdik.
Kendimizi bitirdik.
Ve geriye, birkaç hatıradan başka hiçbir şey kalmadı; ama onları da anımsayamıyoruz.
Çünkü çok sevip de yine yenilmekten korkuyoruz.
Fakat onsuz bir savaşın galibi olmak fazlasıyla vahim,
bu yüzden onu sevmek-
Unutmamam gerekli; birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı...