"İyi geceler."
Cevap vermedin. Sandım ki daha uyumana epey bir zaman vardı; sadece ben yorgunmuşum gibi, sadece benim gözlerim sulanıyor ve kapanmak için yalvarıyormuş gibiydi.
Sonra sabah oldu, sana dediğim ve daha daha diyecek olan şeylerim havada asılı kaldı. Lanetler okudum sabaha, ve dedim ki " En iyisi gecelerdi, sana en yakın olduğum, seni kanlı ve canlı olarak tek hissedebildiğim vakittir o geceler." Zaman geçtikçe ben alışkanlık edindim sana iyi geceler demeye. Sen yine ses etmedin ama bilirdim ki beni duyuyor, bana gülümsüyor ve beni hissediyordun, aynı şekilde benim seni hissettiğim gibi.
Bu küçük topak parçasından ve üstünde yaşayan dalaletten uçup gitsen bile benim yüreğimde her zaman yerin olacak. Senin ismini taşlar yer edebilir fakat sonra da silebilir, fakat ben ismini ve anılarını yüreğimde gizleyeceğim ;bir daha silinmemesi ve kimsenin dokunmaması üstüne.
Unutulmasın diye seni yüreğimde tekrar inşa edeceğim.
Sana yazamadığım duygularımın toplanmış ve tam olarak hissettirilmemeye çalışılarak yazdığım mektuplar bütünü.
Fenerbahçenin liberosu, fenerbahçenin kızıydı o. Hayatını bu renklere aşık olarak geçirmişti.
Onun aksine Barış Alper, galatasarayın jokeriydi. Bir iddialaşmayla girmişti kızın hayatına.
Ne de olsa zıt kutuplar birbirini çekerdi, değil mi?
*kitabın içindeki her karakter kurgusaldır, hiçbir sporcuya kin ve nefret için yazılmamıştır*