Dila teyzenin öğrenmiş olduğunu düşünmüştüm. Belki de yanlış düşünmüştüm. "Oturalım mı? Ayaktayken anlatabileceğimi sanmıyorum." Hemen başını olumlu anlamda salladı, elimi tutarak koltukların birinin önüne gelip oturmamı sağladı. O oturmamış önümde diz çökmüştü. Hâlâ elimi tutuyordu hatta iki elimi de tutuyordu artık. Yanımda olduğunu hissettirmek istercesine tutuyordu ellerimi. "Hadi anlat bana Kelebeğim." Bana yeniden kelebeğim demesi çok güzeldi. Çok özlemiştim. Derin bir nefes alarak anlatmaya başladım o yılı. ********************************************* (Barın) Ses çıkarmadan ağlamaya çalışması içimde bir yerlerde deprem etkisi yaratmıştı. Gerçi ne bekliyordum ki yıllardır onu görmüyordum onca kötü gün geçirmişti ve ben yanında değildim. Eminim çok ağlamıştır. Ağlamasından nefret ederdim. Ediyorum... Kollarımla sıkı sıkıya sardığım bedenin hırçın dalgaları andıran sarsılmaları yerini sakin dalgalara bırakmıştı. Hafif hafif iç çekiyordu. Eli ağlarken üniformamı sıkı sıkı tutuyordu hâlâ, gitmemden korkuyor gibiydi. Korkmasın istiyordum. Saçlarını okşarken kulağına fısıldadım. "Korkmanı istemiyorum. Lütfen rahatla bu saatten sonra seni hiçbir güç benden koparamaz. Lütfen korkma kurban olayım."All Rights Reserved